Examples of using "Alla" in a sentence and their turkish translations:
Kız uyumaya gitti.
Adam sonunda gitti.
Tom sesizce ayrıldı.
Yüzünde üzgün bir bakışla gitti.
Ondan sonra, o, eve gitti.
Tom Mary'yi öptü ve sonra işe gitti.
- Hoşça kal demeden uzaklaştı.
- Hoşça kal demeden yürüdü gitti.
O tıp öğrenimi için Amerika'ya gitti.
Garson başka bir bardak aramaya gitti.
Yatağa gider gitmez uykuya daldı.
O, bana bir yalan söyleyecek kadar çok ileri gitti.
O ona ayak uydurdu.
- O gitti.
- O uzaklaştı.
- Uzaklaştı.
O yorgundu, bu yüzden yatmaya gitti.
Paris'e ilk kez gitti.
Mary elbisesini çıkardı ve duşa girdi.
O, her gün onu görmek için hastaneye gitti.
Leyla arabasına atladı ve uzaklaştı..
Beşten biraz önce dışarı çıktı.
Elbisesini değiştirmek için odasına gitti.
Tom sürücünün yerine oturdu ve uzaklaştı.
Alışverişe gitti.
- O, alışverişe gitti.
- Alışverişe gitti.
Günaşırı onu hastanede görmeye gitti.
O, kocasını öldürmekle suçlandığı için mahkemelik oldu.
O hasta olsa bile çocuk yine de okula gitti.
O yorgundu, bu nedenle erkenden yatmaya gitti.
Köyün yakınındaki bir nehirde balık tutmaya gitti.
Erkek çocuk okula gitti.
Doğruca yatmaya gitti.
Tom odasına gitti, pijamasını giydi ve yatağa uzandı.
O her zaman olduğu gibi sabahleyin erkenden kalkıp jogginge gitti.
Son olarak o Amerika'ya gitti.
O, Japonya'da iken kasaba kasaba dolaştı.
Bana hayretle baktı ve tek kelime bile etmeden gitti.
1906'da Paris'e taşındı.
O, 1970'te Londra'ya gitti.
O, isteksizce onu görmeye gitti.
O plaja gitti, ve denizin üzerinden ufka doğru baktı.
İşi bitirdikten sonra, yatmaya gitti.
Tom hastaneye gitmek için bir taksi tuttu.
O mezun olur olmaz babasının genel mağazasında çalışmaya gitti.
Orada kim olduğunu görmek için mutfağa girdi ama orada hiç kimse yoktu.
Yorgun olduğu için yatmaya gitti.
O yatmaya gitti ve hiç kalkmadı.
O uyumaya gitti ve hiç uyanmadı.
İngilizce öğrenmek için Amerika'ya gitti.
Hasta olmasına rağmen, okula gitti.
Babasının yerine oraya o gitti.
O günaşırı onu hastanede görmeye gitti.
O, kütüphaneye gitti.
Arkadaşıyla alışverişe gitti.
O, onunla birlikte hayvanat bahçesine gitti.
Hastaydı fakat okula gitti.