Translation of "Mine" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Mine" in a sentence and their turkish translations:

- Il avait mauvaise mine.
- Elle avait mauvaise mine.
- J'avais mauvaise mine.

O kötü görünüyordu.

- Tu as mauvaise mine.
- Vous avez mauvaise mine.

Korkunç görünüyorsun.

C'est une mine d'or.

Bu bir altın madeni.

Thomas a mauvaise mine.

Tom kötü görünüyor.

Tu as bonne mine.

İyi görünüyorsun.

Vous voulez aller dans la mine ?

Tamam, madene girmek istiyorsunuz demek?

Les satellites rapportent une mine d'informations

Uydular çok yoğun gözlemler gönderiyorlar,

On dirait une vieille chaîne de mine.

Eski bir madenci zincirine benziyor.

On dirait un vieux puits de mine.

Eski bir maden kuyusuna benziyor.

C'est le noir total dans cette mine.

Madenin içi kapkaranlık.

Ne jamais explorer une mine sans air !

Hava akımı olmayan bir madene asla girmeyin!

- Tom est superbe.
- Tom a bonne mine.

Tom harika görünüyor.

Tom a été tué par une mine.

Tom bir kara mayını tarafından öldürüldü.

- Vous n'avez pas très bonne mine. Vous êtes malade ?
- Tu n'as pas très bonne mine. Tu es malade ?

Pek iyi görünmüyorsun. Hasta mısın?

On dirait une mine. On va aller voir.

Şu bir madene benziyor. Gidip oraya da bir bakalım.

Il me regarda avec une drôle de mine.

Bana garip bir ifadeyle baktı.

Cette mine fermera ses portes le mois prochain.

Bu maden gelecek ay kapanacak.

Si vous voulez continuer d'explorer la mine, choisissez "réessayer".

Bu madeni keşfetmeye devam etmek isterseniz "Yeniden Dene"yi seçin.

Si vous voulez explorer la mine, cliquez sur "droite".

Madeni keşfetmek istiyorsanız "Sağ"a tıklayın.

La plupart de ces hommes travaillaient à la mine.

Bu adamların çoğu bana çalışır.

Il faisait très sombre à l'intérieur de la mine.

Madenin içi çok karanlıktı.

Cette ancienne mine est devenue trop instable pour y travailler,

Bu terkedilmiş maden, içindeki tünelin çökmesine

Quelle sera la meilleure solution pour sortir de la mine ?

peki bu madenden çıkmak için hangi yolu kullanmalıyız?

Si vous pensez pouvoir continuer dans la mine, choisissez "réessayer".

Hâlâ bu madenden geçebileceğinize inanıyorsanız "Tekrar Dene"yi seçin.

C'était bien d'utiliser la mine comme raccourci à travers la montagne.

O madeni, dağın altıdan geçmek için kestirme olarak kullanmak iyi bir karardı.

Si vous voulez explorer la mine, appuyez sur "droite", puis "OK".

Madeni aramak istiyorsanız "Sağ" ve "Tamam" tuşlarına basın.

Il a fait mine de me parler mais n'a rien dit.

O, benimle konuşuyor gibi yaptı ama hiçbir şey söylemedi.

Il a roulé sur une mine et sa jeep a explosé.

Bir mayının üzerinden sürdü ve onun cipi patladı.

- Tom a l'air en pleine forme.
- Tom a une mine superbe.

Tom harika görünüyor.

J'ai fait mine de ne pas comprendre ce qu'il me disait.

Onun bana söylediğini anlayamıyor gibi davrandım.

- Il s'en alla l'air triste.
- Il s'en alla la mine dépitée.

Yüzünde üzgün bir bakışla gitti.

On sort de la mine pour voir ce qu'on peut trouver d'autre.

Dışarıda başka şeyler bulmak için madenden çıkıyoruz.

Tom et Marie travaillaient dans une mine de charbon lorsqu'ils étaient enfants.

Tom ve Mary çocukken bir kömür madeninde çalıştı.

- Je coopérerai.
- Je ferai mine de coopérer.
- Je ferai semblant de coopérer.

Eşlik edeceğim.

Si tu fais triste mine dans ce métier, les clients ne viendront pas.

Bu iş sırasında, sert surat yaparsan, müşteriler gelmez.

- Tom a l'air en forme.
- Tom a l'air bien.
- Tom a bonne mine.

Tom iyi görünüyor.

La mine s'est effondrée et de nombreux ouvriers ont été piégés à l'intérieur.

Maden çöktü ve içinde birçok işçi sıkıştı.

Si vous voulez explorer l'oasis, tapez "gauche". Si vous voulez explorer la mine, tapez "droite".

Vahayı keşfetmek istiyorsanız "Sol"a dokunun. Madeni keşfetmek istiyorsanız "Sağ"a dokunun.

Dans une mine souterraine, il peut faire 10 à 15 degrés de moins qu'à la surface.

Bir yeraltı madeni, yüzeydeki sıcaklıktan 20-30 derece daha serin olabilir.

Explorer la mine abandonnée était une bonne idée. On a trouvé l'une des créatures que l'on cherchait,

Yer altı mağarasına girmek iyi bir karardı. Aradığımız yaratıklardan birini de bulduk

- Vous avez bonne mine.
- Tu as l'air en bonne santé.
- Tu as l'air en forme.
- Vous avez l'air en forme.

İyi görünüyorsun.

- Elle se comportait comme si elle avait une bonne connaissance du français.
- Elle fait mine de comprendre le français.
- Elle prétend comprendre le français.

Sanki Fransızcayı iyi biliyormuş gibi davranıyordu.