Examples of using "œuf " in a sentence and their turkish translations:
Bir yumurtam var.
Bu yumurta kötü kokuyor.
Bir yumurta gibi görünüyor.
Bir yumurta kaç para?
Tom bir yumurta pişiriyor.
Bu yumurta taze.
Benim için bir yumurta kızartın.
Buzdolabından bir yumurta al.
O, bir yumurta çıkardı.
Ben yumurtayı katı kaynattım.
Tom, Mary'ye bir yumurta fırlattı.
Bir Paskalya yumurtası boyuyorum.
Tom bir yumurta kızarttı.
Bu yumurtanın kötü bir kokusu var.
Bir yumurta kabuğu kolayca kırılır.
Bugün yumurta çalan yarın öküz de çalar.
Sen yumurta çırpamazsın.
Onun bir yumurtası var ve onu yiyor.
O, yaklaşık bir yumurta büyüklüğündedir.
Bugünkü yumurta yarınki tavuktan iyidir.
Bir yumurtayı kaynatmak yaklaşık on dakika sürer.
- Annemin amcası yumurta kadar keldir.
- Annemin amcası dazlaktır.
Sabahları genellikle rafadan yumurta yerim.
Her gün kahvaltıda haşlanmış yumurta yerim.
En son ne zaman yumurta kızarttın?
ve alnımın üzerinde yumurta büyüklüğünde şişliği fark ettik.
Biri un, süt ve yumurtayla kek yapabilir.
İster inan ister inanma, o bir yumurta bile pişiremez.