Translation of "œuf" in Turkish

0.033 sec.

Examples of using "œuf" in a sentence and their turkish translations:

J'ai un œuf.

Bir yumurtam var.

Cet œuf pue.

Bu yumurta kötü kokuyor.

- Cela ressemble à un œuf.
- Ça ressemble à un œuf.

Bir yumurta gibi görünüyor.

Combien coûte un œuf ?

Bir yumurta kaç para?

Ton cuit un œuf.

Tom bir yumurta pişiriyor.

C'est un œuf frais.

Bu yumurta taze.

Cuis-moi un œuf.

Benim için bir yumurta kızartın.

- Prends un œuf dans le frigo.
- Prenez un œuf dans le réfrigérateur.

Buzdolabından bir yumurta al.

Il a sorti un œuf.

O, bir yumurta çıkardı.

J'ai cuit un œuf dur.

Ben yumurtayı katı kaynattım.

Tom lança un œuf à Marie.

Tom, Mary'ye bir yumurta fırlattı.

Je décore un œuf de Pâques.

Bir Paskalya yumurtası boyuyorum.

Tom a fait cuire un œuf.

Tom bir yumurta kızarttı.

Cet œuf a une mauvaise odeur.

Bu yumurtanın kötü bir kokusu var.

La coquille d'un œuf se casse facilement.

Bir yumurta kabuğu kolayca kırılır.

Qui vole un œuf vole un bœuf.

Bugün yumurta çalan yarın öküz de çalar.

On ne peut pas débrouiller un œuf.

Sen yumurta çırpamazsın.

Il a un œuf et il le mange.

Onun bir yumurtası var ve onu yiyor.

C'est à peu près de la taille d'un œuf.

O, yaklaşık bir yumurta büyüklüğündedir.

Il vaut mieux un œuf aujourd'hui qu'une poule demain.

Bugünkü yumurta yarınki tavuktan iyidir.

Il faut quelque dix minutes pour cuire un œuf.

Bir yumurtayı kaynatmak yaklaşık on dakika sürer.

L'oncle de ma mère est chauve comme un œuf.

- Annemin amcası yumurta kadar keldir.
- Annemin amcası dazlaktır.

Normalement le matin je prends un œuf à la coque.

Sabahları genellikle rafadan yumurta yerim.

- Je mange un œuf à la coque chaque matin pour le petit déjeuner.
- Je mange un œuf coque chaque matin au petit déjeuner.

Her gün kahvaltıda haşlanmış yumurta yerim.

C'était quand la dernière fois que tu as fait frire un œuf ?

En son ne zaman yumurta kızarttın?

Et voir la bosse de la taille d'un œuf qui sortait de mon front.

ve alnımın üzerinde yumurta büyüklüğünde şişliği fark ettik.

Avec de la farine, du lait et un œuf, on peut faire un gâteau.

Biri un, süt ve yumurtayla kek yapabilir.

Que tu le croies ou non, elle n'est même pas capable de faire cuire un œuf.

İster inan ister inanma, o bir yumurta bile pişiremez.