Examples of using "énervée" in a sentence and their turkish translations:
inanılmaz derecede öfkeliydim.
Benim mektup Susie'yi kızdırdı.
Heyecanlı hissettim.
Tom, Mary'nin neden bu kadar üzgün olduğunu merak ediyordu.
Sinirlendiğinde acı ve baharatlı bir Latin misin?
Bir şey söylemedi, bu onu sinirlendirdi.
Onun niçin o kadar kızgın olduğu hakkında bir fikrim yok.
- O kızgın değil.
- O öfkeli değil.
- O sinirli değil.
Gerçekten öfkelendin mi
- O, o kadar öfkeliydi ki konuşamadı.
- O kadar sinirliydi ki konuşamadı.
Çok kızgın olduğunu biliyorum.