Examples of using "égale" in a sentence and their turkish translations:
İki artı iki eşittir dört.
Üç kere altı on sekize eşittir.
- Çocuklarımın hepsini eşit derecede seviyorum.
- Tüm çocuklarımı eşit olarak seviyorum.
Her eylem için eşit ve karşıt bir tepki vardır.
İki kere yedi on dörttür.
Beş artı yedi, on iki eder.
Herkes iki artı ikinin dörde eşit olduğunu bilir.
Bu durumda zaman ışık hıza eşitse
4 yüzeyin toplamı yüksekliğin karesine eşit
- Bir artı iki üç eder.
- Bir ile ikiyi toplarsanız sonucu üç olur.
İki çocuğun yaşları toplandığında babalarınkine eşit oluyordu.
Tüm diller eşittir, İngilizce hepsinin en eşitidir.
Ve eşit şekilde çizgiler çekildiğinde İsa resmin tam ortasında
Benim acım seninkine eşit. Ordumdaki en seçkin generali
İki kere ikinin dört yaptığını herkes bilir.
Tüm diller eşittir, ama İngilizce diğerlerinden daha eşittir.
Japonya dört büyük ada ve 3.000'in üzerinde küçük adadan oluşur ve alan olarak hemen hemen Kaliforniya'ya eşittir.
Fenolftalein, 10.0 ya da daha fazla bir pH'a sahip olan bir baz varlığında parlak mora dönüşecektir ve 8.2 ya da daha az bir pH değerine sahip bir çözeltinin varlığında renksiz kalacaktır.