Examples of using "Font" in a sentence and their turkish translations:
Birbirlerine güvenirler.
Onlar bunu niçin yapıyorlar?
Çoğu insan bunu yapar.
Onlar bunu bazen yapar.
Siz çocuklar ne yapıyorsunuz?
Öğretmenler ne yapıyor?
Bu insanlar ne yapıyorlar?
Onlar bunu doğru yapıyor.
Onlar ne yapıyorlar.
Onlar orada ne yapıyorlar?
Onlar burada ne yapıyor?
Onu her hafta yaparlar.
Onlar parçamız.
Ben onların keyifli bir yolculukları olacağını umuyorum.
Onu nasıl yaptıklarını bilmiyorum.
Onlar iyi bir iş yapıyorlar.
Onlar otomobili birlikte kullandılar.
Neden onlar bunu bana yapıyorlar?
Sunucular ne yapar?
Onlar bulaşıkları yıkıyorlar.
Bu insanlar ne yapıyorlar?
Komşular ne yapıyor?
Onlar bir salata yapıyorlar.
Onlar yemek pişiriyorlar.
Çocuklarınız ne yapıyorlar?
Orada tam olarak ne yapıyorlar?
Onların tüm yaptıkları bu mu?
Bütün bu çocuklar burada ne yapıyor?
Çocuklar aptalca şeyler yaparlar.
Sıkıntıların henüz başlıyor.
Bunu neden yaptıklarını bilmiyorum ama onlar yaparlar.
Sanırım onu bilerek yapıyorlar.
2x6 eşittir 12.
dolayısıyla haber değerleri vardır.
Çoğu güldürüyor
Kullanıcılarına güveniyor…
Kızlar birbirlerine bakıyorlar.
Arılar bal yapar.
İki kere iki dört eder.
Ona annesi ve babası tarafından güvenilir.
Benim eklemlerim ağrıyor.
Büyükbabalarım ve büyükannelerim ne yapıyorlar?
- İki artı iki kaç yapar?
- İki artı iki kaç eder?
- İki artı iki kaçtır?
- Çocuklar bisikletlerine biniyorlar.
- Çocuklar bisikletlerini kullanıyorlar.
- Çocuklar bisikletlerini sürüyorlar.
Onlar lezzetli bir pizza pişirdiler.
Altı ve dört on eder.
Beş ile üçün toplamı sekize eşittir.
Ödeme yapmak zorunda değilsin.
Çoğu insan bunu yapar.
İki artı iki dört yapar.
Yüz sent bir dolar yapar.
Dokuz eksi altı kaçtır?
İki kere yedi on dörttür.
İnsanlar öldürülüyor.
"Çocukluk arkadaşları" korkutucu.
Gerçek insanlar tarih yapar.
Tencere yuvarlanmış, kapağını bulmuş.
Diğer adamlar ne yapıyorlar?
Kollarım ağrıyor.
Dişlerim acıyor.
Onlar elinden geleni yapıyor.
İki kere iki kaç yapar?
Kadınlar beni korkutur.
Yüz tane on yıl, bir milenyum yapar.
Kuşlar beni korkutuyor.
Tilkiler beni korkutuyor.
3 artı 5, 8'dir.
Senin yalanların beni üzüyor.
- Ayaklarım ağrıyor.
- Ayaklarım acıyor.
Kargalar yuvalarını yapıyorlar.
Onlar Yale Üniversitesinde hukuk eğitimi görüyor.
Onlar onu benden daha hızlı yapar.
Onlar onu bizden daha hızlı yaparlar.
Onların bunu nasıl yaptığını bilmek istiyorum.
Çocuklar sık sık aptalca şeyler yaparlar.
Onlar Kaliforniya'da portakallar yetiştirirler.
Çocuklar bahçede ne yapıyorlar?
ve aslında işler daha da kötüye gidiyor.
ve bunlar kamuoyu gündemine nadiren geliyor.
ancak çok az insan var.
ben de saklanmayı seçerdim.
Fakat bu filtreler de hata yapabiliyor.
aslında yüz yüze gelmezler.
Başka erkekler de ötmekte.
dedirtecek 20 davranış
gönüllü olarak yapıyor öğretmenler bu işi
Neler yapıyorlar, nasıl düşünüyorlar?
Ondan iki çıkarsa sekiz kalır.
Çarpma işlemi: Altı kere iki, on iki.
Kötü dişler genellikle ağrıya neden olur.