Examples of using "éducation" in a sentence and their turkish translations:
Senin iyi bir eğitim avantajın var.
Yaşamında eğitimi geç aldı.
üstelik iyi bir ortaokul eğitimi,
O klasik eğitimli bir adam.
Neredeyse hiç örgün eğitim almadı.
Bu yüzden, eğitimime devam ettim,
iyi bir eğitim alabilmeleri için
ama bırakın da çocuklarımız eğitim görsün
yüksek kaliteli sağlık hizmetleri, gıda güvenliği
Ya hiçbir bilgiye eğitime ihtiyacımız olmadan
Yoksulluk, oğlanı eğitimden mahrum etti.
İngiltere'de iyi bir eğitim aldı.
yahu eğitimde sanki biraz kolaylık sağlamıyor mu?
en iyi eğitimi aldığını garanti etmek için ne gerekiyorsa harcıyorlar.
Çocuklarına iyi bir eğitim verdi.
Evlilik karşılıklı olarak ve son derece eğitici olmalı.
O Amerika Birleşik Devletleri'nde eğitim aldığına gurur duyuyor.
Anne ve babalar oğullarına en iyi eğitimi vermek isterler.
İyi bir eğitimin değeri parayla ölçülemez.
İyi bir eğitimin değeri para cinsinden ölçülemez.
Ebeveynleri ona iyi bir eğitimin ne kadar önemli olduğunu anlatmaya çalıştılar.
Tom evde eğitilmişti.