Examples of using "Wandering" in a sentence and their turkish translations:
Sen amaçsızca dolaşıyorsun.
Başıboş nereyi dolaşıyor?
O, ormanda dolaşıyordu.
Kocasının başkasında gözü olduğunu fark etti.
Avrupa'da dolaşarak birkaç ay geçirdi.
Çocuk kasabayı geziniyordu.
Trans halinde dolaşıyor.
Aylardır Avrupa'da dolaşıyor.
Tom'un alışveriş merkezinde tek başına gezinmesini istemiyorum.
Hangi yola gitmem gerektiğini fark etmeden önce gezinerek bir saat harcadım.