Translation of "Husband's" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Husband's" in a sentence and their turkish translations:

What's your husband's name?

Kocanın adı ne?

What's Mary's husband's name?

Mary'nin kocasının adı ne?

She shared her husband's fate.

Kocasıyla aynı akıbeti paylaştı.

She brushed her husband's hat.

O, kocasının şapkasını fırçaladı.

It was my husband's idea.

O, benim kocamın fikriydi.

My husband's not in town.

Kocam kasabada değil.

She knows her husband's psychology.

O, kocasının psikolojisini biliyor.

Your husband's cheating on you.

Kocan seni aldatıyor.

My husband's situation is different.

Kocamın durumu farklı.

Today is my husband's birthday.

Bugün kocamın doğum günüdür.

My husband's going to kill me.

Kocam beni öldürecek.

He is my husband's best friend.

O benim kocamın en iyi arkadaşıdır.

Tom is Maria's husband's best friend.

Tom Maria'nın kocasının en iyi arkadaşı.

She noticed her husband's wandering eye.

Kocasının başkasında gözü olduğunu fark etti.

She used her husband's credit card.

Kocasının kredi kartını kullandı.

She didn't share her husband's excitement.

Kocasının heyecanını paylaşmadı.

Tom is my husband's middle name.

Tom kocamın ikinci adıdır.

Tom is Mary's husband's best friend.

Tom Mary'nin kocasının en iyi arkadaşı.

Mary's husband is my husband's age.

Mary'nin kocası, benim kocamın yaşındadır.

My husband's elderly aunt was burned alive,

Kocamın yaşlı teyzesi diri diri yandı.

Can I marry my aunt's husband's nephew?

Teyzemin kocasının yeğeni ile evlenebilir miyim?

She waited eagerly for her husband's return.

Kocasının dönüşünü hevesle bekledi.

Mary added her husband's name to hers.

Mary kocasının adını onunkine ekledi.

Her husband's illness caused her great anxiety.

Kocasının hastalığı ona büyük endişeye yol açtı.

Jane is in her husband's good books.

Jane kocasından memnun.

She could not get over her husband's death.

- Kocasının ölümünü hazmedemedi.
- Kocasının ölümünün üstesinden gelemedi.
- Kocasının ölümünü atlatamadı.

She was very worried about her husband's health.

Kocasının sağlığı için çok endişeliydi.

Mary threw her husband's clothes in the fire.

Mary kocasının giysilerini ateşe attı.

Tom is your husband's middle name, isn't it?

Tom kocanın ikinci adı, değil mi?

She is always complaining of her husband's small salary.

O her zaman kocasının düşük maaşından şikayet ediyor.

My husband's been my rock during these last few months.

Bu son birkaç aydır tek dayanağım kocam oldu.

She broke into her husband's safe and stole all the money.

Kocasının kasasını açtı ve bütün parayı çaldı.

She didn't have the courage to talk about her husband's death.

Kocasının ölümü hakkında konuşmak için cesareti yoktu.

After her husband's death, she brought up the four children by herself.

O, kocasının ölümünden sonra dört çocuğu tek başına yetiştirdi.

Mrs. Jones is often unpleasant to her husband's secretary over the phone.

Bayan Jones çoğunlukla telefonda kocasının sekreterine karşı tatsız davranır.

After her husband's death, she brought up the two children all by herself.

Kocasının ölümünden sonra o, iki çocuğu tamamen kendi başına yetiştirdi.

- She has lived alone ever since her husband died.
- Since her husband's death, she has been living alone.

Kocasının ölümünden beri yalnız yaşıyor.

Spouses and asked for the husband's number to communicate with him and presented as a reconciliation initiative to conclude

etti ve kocanın numarasının kendisiyle iletişim kurmasını istedi ve yeni bir sözleşme imzalamak için benzer

To the woman also he said: I will multiply thy sorrows, and thy conceptions: in sorrow shalt thou bring forth children, and thou shalt be under thy husband's power, and he shall have dominion over thee.

RAB Tanrı kadına, "Çocuk doğururken sana çok acı çektireceğim" dedi, "Ağrı çekerek doğum yapacaksın. Kocana istek duyacaksın, seni o yönetecek."