Translation of "Few" in Turkish

0.035 sec.

Examples of using "Few" in a sentence and their turkish translations:

few years.

- He speaks few languages.
- She speaks few languages.

O az sayıda dil konuşuyor.

A few qualifications ...

ve birkaç şart vardı...

- I made a few changes.
- I made a few modifications.

Birkaç değişiklik yaptım.

- I have a few minutes.
- I've got a few minutes.

Birkaç dakikam var.

- I have few books.
- I only have a few books.

Sadece birkaç kitabım var.

- This language has few speakers.
- The language has few speakers.

Dili az sayıda kişi konuşmaktadır.

A few months ago,

Birkaç ay önce,

Little money, few friends.

Az para, birkaç arkadaş.

Few people think so.

Birkaç kişi öyle düşünüyor.

She has few friends.

Onun az sayıda arkadaşı var.

He has few friends.

Onun birkaç arkadaş var.

I have few books.

- Birkaç kitabım var.
- Bende az kitap var.

Give me a few.

Bana birkaç tane ver.

Few people have typewriters.

Az sayıda kişinin daktilosu var.

Few people understand that.

Bunu çok az kişi anlıyor.

Few students understand Latin.

Birkaç öğrenci Latince anlıyor.

There are few spectators.

Az sayıda seyirci var.

They have few books.

Onların birkaç kitabı var.

Tom had few weaknesses.

Tom'un birkaç zayıflığı vardı.

I've seen a few.

Birkaç tane gördüm.

I have few friends.

- Az sayıda arkadaşım var.
- Birkaç arkadaşım var.

He had few teeth.

Onun az sayıda dişi vardı.

Few farms had electricity.

Birkaç çiftliğin elektriği vardı.

I speak few languages.

Ben az sayıda dil konuşurum.

She speaks few languages.

O az sayıda dil konuşur.

Tom has few friends.

Tom'un az arkadaşı var.

You have few books.

- Az sayıda kitabınız var.
- Az kitabın var.

She owns few books.

Onun birkaç kitabı var.

Some of them have as few as a few hundred stars,

Samanyolu'ndaki milyarlarca yıldızın aksine

- Very few passengers survived the accident.
- Few passengers survived the accident.

Kazadan birkaç yolcu sağ kurtuldu

- Few people know of its existence.
- Few people know it exists.

Birkaç kişi onun varlığını bilir.

- We only have a few hours.
- We've only got a few hours.

- Sadece birkaç saatimiz var.
- Bizim sadece birkaç saatimiz var.

- I just have a few questions.
- I have just a few questions.

Sadece birkaç sorum var.

- This might take a few minutes.
- It could take a few minutes.

Bu birkaç dakika sürebilir.

And for a few seconds,

Ve birkaç saniye için

Oh, there are a few.

herhangi biri var mı? Oh, birkaç kişi var.

For the last few years,

Son yıllar içerisinde,

But very few people do.

ancak çok az insan var.

And a few months later,

Birkaç ay sonra da

Few people have two cars.

Bazı insanların iki arabası vardır.

Few people attended the meeting.

Toplantıya çok az sayıda insan katıldı.

Few flowers develop into fruit.

Çok az sayıdaki çiçek meyveye dönüşür.

That child has few friends.

O çocuğun birkaç arkadaşı var.

She has a few friends.

Onun birkaç arkadaşı var.

I have few friends here.

Burada çok az sayıda arkadaşım var.

Few politicians admit their mistakes.

Birkaç politikacı hatalarını kabul ediyorlar.

I have a few pens.

Birkaç kalemim var.

Please buy a few apples.

- Lütfen birkaç elma satın alın.
- Lütfen birkaç elma al.

Few students knew his name.

Birkaç öğrenci onun adını biliyordu.

There are a few problems.

Birkaç sorun var.

Few Indians live in Japan.

Birkaç kızılderili Japonya'da yaşıyor.

I need a few minutes.

Birkaç dakikaya ihtiyacım var.

I'll make a few calls.

Birkaç arama yapacağım.

I speak a few languages.

Birkaç dil konuşuyorum.

I made a few modifications.

Birkaç değişiklik yaptım.

Take a few days off.

- Birkaç gün izne çık.
- Birkaç günlüğüne izne çık.

He has a few pens.

Onun birkaç kalemi var.

She has a few books.

Onun birkaç kitabı var.

Fat hens lay few eggs.

Şişman tavuklar birkaç yumurta yumurtlarlar.

Few students attended the meeting.

Toplantıya az öğrenci katıldı.

Few students can read Latin.

Birkaç öğrenci Latince okuyabilir.

I have few English books.

Birkaç İngilizce kitabım var.

I have a few dollars.

Birkaç dolarım var.

I have a few errands.

Birkaç işim var.

I have a few ideas.

Birkaç fikrim var.

I have a few minutes.

Birkaç dakikam var.

I have a few theories.

Benim birkaç teorim var.

I have a few thoughts.

Birkaç fikrim var.

I've got a few more.

Daha birkaç tanem var.

I've got a few suggestions.

Birkaç önerim var.

I know a few things.

Birkaç şey biliyorum.

I made a few calls.

Birkaç telefon görüşmesi yaptım.

I want a few potatoes.

Birkaç patates istiyorum.

We have a few questions.

Bizim birkaç tane sorumuz var.

I'll need a few minutes.

Birkaç dakikaya ihtiyacım olacak.

I'll need a few things.

Birkaç şeye ihtiyacım olacak.

She recorded a few sentences.

Birkaç cümle kaydetti.

You've gained a few pounds.

Birkaç paund kazandın.

Tom asked a few questions.

Tom birkaç soru sordu.

Give me a few seconds.

Bana birkaç saniye ver.

Give me a few minutes.

Bana birkaç dakika ver.

Give me a few hours.

Bana birkaç saat ver.

Give it a few years.

Ona birkaç yıl ver.

Get a few hours sleep.

Birkaç saat uyuyun.

Few people understood his comment.

Az sayıda insan onun yorumunu anlar.

He changed a few words.

O birkaç kelime değiştirdi.

I have a few books.

Benim birkaç kitabım var.

It'll take a few minutes.

O birkaç dakika sürer.

I'm a few minutes late.

Birkaç dakika geç kaldım.