Examples of using "Town" in a sentence and their turkish translations:
Şehri terk et.
Bu hangi kasaba?
1. ŞEHİR PLANLAMA DÜZENLEMELERİ
Şehir uyuyordu.
Kasabadan ayrılma.
Ben kentten ayrılıyorum.
- Kasabadayız.
- Şehirdeyiz.
Tom şehirden ayrıldı.
O şehirden ayrıldı.
Roger batıda şehirden şehire seyahat etti.
Dublin benim en sevdiğim kenttir.
Şehre gidiyorum.
O kasaba müreffeh görünüyordu.
Kasaba terk edildi.
- Kasaba güzel.
- Şehir güzel.
- Şehirde değil misin?
- Kasabada değil misiniz?
O şehir dışında.
Kasabada yeniyim.
O, şehirde yeni.
O kasabada yeni.
Ben bir kasaba sakiniyim.
Ne harika bir kasaba!
Biz kasabaya taşınıyoruz.
O, kente gidecek.
Bu şehirden nefret ediyorum.
Onlar şehir dışındalar.
Kasabada yeniyiz.
Şehirde olacağım.
Kasabaya gidiyorum.
Şehirden çık.
Şehre doğru yürüyelim.
Güzel bir kasaba.
Ne de büyük bir şehir!
Bu bir hayalet kasaba.
Bu küçük bir kasaba.
Tom şehirde.
Bu kasaba canlı değil.
Arkadaşın şehri terk etti.
Bu kasaba bunaltıcı.
Tom kasabada yaşar.
Kasaba ölüyor.
Kasaba büyümeye devam etti.
Bu kasaba nasıl bir yer?
Kasabaya geri döndüm.
Hala kasabadayım.
Cezayir benim şehrim.
Bu kasaba sıkıcı.
Tom araçla kasabayı dolaştı.
Bu kasabayı terk ediyorum.
Bu kasaba büyük değil.
Bu kasabayı seviyorum.
Tom kasabada değil.
- Tom kasabayı terk ediyor.
- Tom şehirden ayrılıyor.
O andan itibaren, kasaba Esteban'ın şehri olarak tanındı.
- Sami kasabadan ayrılmak istedi.
- Sami kasabadan ayrılmak istiyordu.
- Sami kasabayı terk etmek istiyordu.
Kasaba birçok yüksek binaya sahip.
Bütün kasaba sular altındaydı.
Bu hangi şehir?
Kasabadaki herkes onun adını biliyor.
Şehre gitmek istiyorum.
O, Japonya'da iken kasaba kasaba dolaştı.
Şehirde daha yeniyim.
Şehrin iyileşmesine izin verilmeden yaklaşık 1000 Türk ve Hıristiyan rehin alındı
dilinde olmaya başladı.
- Kasaba harabe haline düştü.
- Kasaba harabe haline dönüştü.
Kasabanın güzel çevresi var.
Kar şehri tamamen kapladı.
O, bu şehirde gözden kayboldu.
Tom kasabanın içinden yürüdü.
Kasabaya geldin mi?
onlar bu kasabada yaşıyorlar.
Tom şehir dışında.
Spa bir kaplıca şehridir.
Düşman kasabaya saldırdı.
Tom kasabaya geri döndü.
Blackpool bir sahil kasabasıdır.
Bu kasabyı asla terk etmeyeceksin.
Burası nezih bir kasaba.
Burası belediye binasıdır.
O onu kasabada bıraktı.
Biz kasabaya geri gidiyoruz.
Kasabayı terk etmek zorunda olacağız.
O çok küçük bir kasaba.
Kasabaya gidemezsin.
Tom yarın kasabadan ayrılacak.
Kasabaya geri dönüyorum.
Sirk kasabada.
Bir nehir kasabayı bölüyor.
Şehir dışındaydım.
Şehri terk etmek zorundayım.