Translation of "Underwear" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Underwear" in a sentence and their turkish translations:

Change underwear daily.

Günlük olarak iç çamaşırı değiştirin.

In our underwear."

köpek balıkları ile yüzmeye gidelim."

Tom wore long underwear.

Tom uzun iç çamaşırı giydi.

- I'm not wearing any underwear.
- I am not wearing any underwear.

Hiç iç çamaşırı giymiyorum.

Tom was in his underwear.

Tom iç çamaşırıylaydı.

Where is your underwear section?

İç çamaşırı bölümünüz nerede?

- He was wearing nothing but his underwear.
- She was wearing nothing but her underwear.

İç çamaşırı hariç hiçbir şey giymiyordu.

He's walking around in his underwear.

İç çamaşırlarıyla geziniyor.

I change my underwear every day.

Her gün iç çamaşırımı değiştiririm.

I've decided to stop wearing underwear.

Ben iç çamaşırı giymeye son verme kararı aldım.

This underwear needs to be washed.

Bu iç çamaşırı yıkanmalı.

Have you ever worn long underwear?

Hiç uzun iç çamaşırı giydin mi?

She was wearing nothing but her underwear.

O, iç çamaşırından başka bir şey giymiyordu.

Tom was wearing nothing but his underwear.

Tom iç çamaşırından başka bir şey giymiyordu.

Tom is wearing nothing but his underwear.

Tom iç çamaşırından başka bir şey giymiyor.

Tom hid the money in his underwear drawer.

Tom parayı iç çamaşırı çekmecesinde sakladı.

"What color is your underwear?" "I'm not wearing any."

"İç çamaşırın ne renk?" "Ben hiç giymiyorum."

Let's go walk the Great Wall in our underwear,

Hadi Çin Seddi'nde iç çamaşırımızla yürümeye gidelim.

Please remove all of your clothes, except your underwear.

Lütfen iç çamaşırlarınız dışındaki tüm giysilerinizi çıkarın.

Let's go sky-diving into the pyramids in our underwear,

Hadi piramitlere iç çamaşırımızla paraşütle atlamaya gidelim.

The only evidence was the traces of semen stuck to the underwear.

Tek kanıt, iç çamaşırına yapışmış sperm iziydi.

Tom was watching TV in his underwear when I entered the room.

Ben odaya girdiğimde Tom iç çamaşırı ile TV izliyordu.

The only proof was the remains of the semen which had stuck to the underwear.

Tek kanıt iç çamaşıra yapışmış meni kalıntılarıydı.