Translation of "Tale" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Tale" in a sentence and their turkish translations:

That's an old tale.

O, eski bir hikayedir.

It's a cautionary tale.

Bu uyarıcı bir öykü.

Who wrote this tale?

Bu masalı kim yazdı?

She told a tale.

Bir masal anlattı.

It's just a tale.

Bu sadece bir hikaye.

What a bizarre tale!

Ne tuhaf bir masal!

What's your favorite fairy tale?

Senin gözde peri masalın nedir?

Sami told a shocking tale.

Sami şok edici bir hikaye anlattı.

The tale is familiar to us.

Masal bizim için tanıdıktır.

It is a very sad tale.

Bu çok üzücü bir hikaye.

This is my favorite fairy tale.

Bu benim en sevdiğim peri masalıdır.

It reads like a fairy tale.

O bir peri masalı gibi okur.

That's just an old wives' tale.

O sadece bir kocakarı masalı.

Of you the tale is told.

Anlatılan, senin hikayendir.

It seemed like a fairy tale.

O bir peri masalı gibi görünüyordu.

It was like a fairy tale.

O bir peri masalı gibiydi.

Free will is a fairy tale.

Özgür irade bir masaldır.

Life isn't like a fairy tale.

Hayat bir peri masalı gibi değildir.

My frightening tale is based on facts.

Korku hikayem gerçek olaylara dayanıyor.

Konrad wants to write a little tale.

Konrad küçük bir masal yazmak istiyor.

My life is like a fairy tale.

Hayatım peri masalı gibidir.

Steve told me the tale of his travels.

Steve bana yolculuklarının hikayesini anlattı.

And, against the odds, lived to tell the tale,

ve bütün olanaksızlıklara rağmen masalı anlatmak için yaşamış,

And so, a tale of pain and revenge begins.

Ve böylece, ağrı ve intikam hikayesi başlar.

Don't expect me to believe such a tall tale.

Böylesine uzun bir hikayeye inanmamı bekleme.

His book begins with a tale of country life.

Onun kitabı bir ülke hayatı hikayesiyle başlıyor.

If you will it - it is no fairy tale.

Eğer onu istiyorsan - o peri masalı değil.

There's a long personal and political tale to that bifurcation.

Bu çatallanmanın şahsi ve politik, uzun bir hikâyesi var.

- That's an old wives' tale.
- Those are old wives' tales.

Bu bir kocakarı masalı.

Ms. Yamada translated the fascinating fairy tale into plain Japanese.

Bayan Yamada büyüleyici Japon masalını düz Japoncaya çevirdi.

For homework, Tom has to write a modern fairy tale.

Tom ev ödevi için modern bir peri masalı yazmak zorunda.

Layla wanted to live a fairy tale life with Sami.

Leyla, Sami ile bir masal hayatı yaşamak istiyordu.

Few Turks live to cross the Danube and tell the tale.

Sadece birkaç Türk hikayeyi anlatabilecek kadar canlı kalabilmiş olacaktır

He seemed like some sort of prince from a fairy tale.

O bir peri masalından bir çeşit prens gibi görünüyordu

She seemed like some sort of princess from a fairy tale.

O bir peri masalından bir çeşit prenses gibi görünüyordu.

- What a strange story!
- What a bizarre story!
- What a bizarre tale!

- Ne garip bir hikaye!
- Ne tuhaf bir hikaye.

Just as the fairy tale finished, the child had already fallen asleep.

Peri masalı bittiğinde, çocuk çoktan uykuya dalmıştı.

This fairy tale is easy enough for a seven-year-old child to read.

Bu masal yedi yaşındaki bir çocuğun okuması için yeterince kolaydır.

Is there any link between these historical events and the saga tale of Ragnar’s death?

Bu tarihi olaylar ile Ragnar'ın ölümünün destan hikayesi arasında herhangi bir bağlantı var mı?

- What a queer story!
- What a strange story!
- What a bizarre story!
- What a bizarre tale!

- Ne tuhaf bir hikaye!
- Ne garip bir hikaye!

This drama is missing something. All it is is a simple cautionary tale with no real depth.

Bu dramada bir şey eksik.O gerçek derinliği olmayan basit ikaz edici bir masal.

Well actually a lot of it is fiction, and some of it’s fairy tale, and you can pick

Aslında bunların çoğu kurgu ve bir kısmı da peri masalı ve bunu kolayca

All men are children, and of one family. The same tale sends them all to bed, and wakes them in the morning.

Bütün erkekler bir çocuktur ve bir aile. Aynı hikaye onları yatmaya gönderir ve onları sabah uyandırır.