Translation of "Sustain" in Turkish

It is calories which sustain us.

Bizi ayakta tutan kalori.

We know we can't sustain that.

Onu devam ettiremeyeceğimizi biliyoruz.

If you lose your ability to sustain concentration,

Eğer konsantrasyonunu koruma yeteneğini yitirirsen

Who can no longer sustain themselves by farming,

pek çok Orta Amerika yerlisi görüyorum

Can never sustain the high levels of social cooperation

modern bir toplumun gelişmesi için gerekli olan

And then this will sustain them through the winter.

Bu da kış boyunca onları idare eder.

- I sustain my family.
- I am supporting my family.
- I'm supporting my family.

Ben ailemi destekliyorum.

Which meant all these programs would be impossible to sustain if oil prices fell.

Bu durum, petrol fiyatlarının düşmesi durumunda, tüm bu programların sürdürülememesi demekti

That he could not winter in the valley, as it couldn’t sustain his army until spring.

...onun kışı vadide geçiremeyeceğiydi, bahara kadar dahi ordusunu dayandıramadı.

So long as the human spirit thrives on this planet, music in some living form will accompany and sustain it and give it expressive meaning.

İnsan ruhu yeryüzünde bulunduğu müddetçe; müzik, canlı bir varlık gibi ona eş ve destek olup büyük anlam katacak.