Examples of using "Social" in a sentence and their turkish translations:
Tavşanlar sosyal hayvanlardır.
aklımızda bulundurmakta fayda var.
Ben bir sosyal hizmet görevlisiyim.
Tom sosyal anksiyeteden acı çekiyor.
"sosyal ve kültürel bir yapı" idi.
Hepimiz sosyal varlıklarız.
Sosyal plastik artık para ediyor,
Hala daha sosyal medyada
Kediler arkadaş canlısı hayvanlardır.
Sosyal ilişkiler iletişimi etkiler.
Tavşanlar sosyal hayvanlardır.
Arılar sosyal hayvanlardır.
- Tom'un sosyal yetenekleri yok.
- Tom sosyal yeteneklerden yoksun.
Kanıtım da SGKnın açılımının Sosyal Güvenlik Kurumu olmasıdır
Bir de sosyal medya var.
La Teja mahallesinde sosyal hizmet yapıyorduk,
- Mary'nin sosyal bir doğası vardır.
- Mary'nin bir sosyal mizacı vardır.
İnsan sosyal bir varlıktır.
Tavşanlar son derece sosyal hayvanlardır.
Bu sosyal bir sorun mu?
İnsan sosyal bir hayvandır.
Ülke sosyal adalet talep ediyor.
Tom sosyal bir işçidir.
Biz sosyal istismarları araştırmalıyız.
İnsanlar sosyal yaratıklardır.
Tom bir sosyal içici.
Mary bir sosyal içici.
Tom sosyal işaretleri anlamıyor.
İnsanlar sosyal hayvanlardır.
Sosyal normlar, davranışımızı şekillendirir.
Sosyal güvenlik numaranız nedir?
Sosyal bir sorundur.
Hiç sosyal becerim yok.
Korkunç sosyal becerilerim var.
Ben sosyal medya kullanmıyorum.
Sami sosyal bir insan.
Tom'un hiçbir sosyal becerisi yok.
- Yorumları sosyal medyada çarpıtıldı.
- Sözleri sosyal medyada bağlamından koparıldı.
"Cal, sosyal medyayı bırakamam,
Toplumsal bilinçlilik ve yapıcılığın modası geçmişti.
Çünkü onlar sosyal medya kullanmıyorlar
Kurul sosyal yardımı görüşüyor.
O, sosyal hizmetler ile uğraşmaktadır.
Sosyal yardım için çalışıyor.
Sosyal bilgilerle çok ilgiliyim.
Tom'un sosyal etkileşimlerle ilgili sorunu var.
Film gerçek toplumsal sorunları göz önünde bulunduruyor.
Sosyal medyanın önemi artıyor.
Google+ yeni bir sosyal ağdır.
Sosyal ağ sitelerini severim.
Bu çok büyük bir sosyal sorun.
Suçlular sosyal haklardan mahrum edilirler.
Tatoeba sosyal bir ağ değil.
Tom'un geniş bir sosyal ağı var.
İnsanlar son derece sosyal bir türdür.
Sami sosyal medyaya düşkündü.
Tom'un çok fazla sosyal sorumluluğu var.
daha az mail gönder, sosyal medyayı kapat
Görüyorsunuz, sosyal ve siyasi meseleler
Sosyal düzenle alakalı iyi olan şey,
koruma sağlamak için oluşturuldu.
ve klişelerin sosyal eşitsizliğe nasıl katkı yaptığına vurgu yapıyorlar.
ülkelerindeki gelir eşitsizliğini düzeltmeyi başardı.
ya da sosyal medya hesaplarına ücretsiz erişim için,
sağlık kaynaklı sosyal sonuçlar var,
ve bu gruplarla sosyal etkileşime girmekten kaçınma vardı.
kendi büyük sosyal etkilerini yaratmalarına yardım ediyor.
Geridönüşümlü plastik de değil,
Faaliyet göstermek için genel bir kabul gerekiyor.
benzer arka planı olan çocuklar seçildi.
Bunun toplumsal yaşama büyük zararları vardı
Grup, sosyal sorunları çözmek için çalıştı.
Sosyal refahla ilgili konferansa katıldı.
İnsan doğası gereği sosyal bir hayvandır.
Sen, sosyal parazitten başka bir şey değilsin.
Sosyal gelenekler ülkeden ülkeye değişir.
O muhabirlerine sosyal davranış ipuçları verdi.
Kız kardeşim sosyal hizmetle meşguldür.
Sosyal herhangi bir mukaveleye asla imza atmadım.
Ülkenin temel sosyal sorunu yoksulluk.
Karıncalar, beyaz karıncalar ve arılar sosyal hayvanlardır.
Almanlar güçlü bir sosyal refah devletine değer verirler.
Sosyal reformlar için çalışmakla meşgullerdi.
Birkaç sosyal reformu destekledi.
Birçok türküler toplumsal problemler hakkındaydı.
Bu görüşmelerin sosyal bir ihtiyaç olduğunu düşünüyorum.
Toplumsal tutumlar genellikle nesilleri değişime götürür.
Genişlemiş bir sosyal ufuk avantaj getirecektir.
Fadıl sosyal medyada olmayı sevdi.
- Sosyal medya zaman kaybıdır.
- Sosyal medya bir zaman kaybıdır.
Sami sosyal güvenlik kartı için başvuruda bulundu.
Facebook dünyanın en büyük sosyal ağıdır.
Kariyeri ve sosyal hayatı gittikçe gelişiyor.
Sosyal, politik ve ekonomik sistemlerimiz