Examples of using "Splashing" in a sentence and their turkish translations:
Tom sığ yerlerde su sıçratmaya gitti.
Suyun kıyısına su sıçratmaya gitti.
Bebek küvette su sıçratıyordu.
Tom Mary'nin yüzüne su sıçratmaya devam etti.
Balığın suda su sıçrattığını gördük.
Herhangi bir hareket ya da su sıçraması onları ürkütür.
Koyunların, büyükbaşların, geyiklerin. Ve asla çıkamazlar.
Sen bir çocuk olarak lastik çizmelerini giyip su birikintisinde su sıçratarak eğlenmedin mi hiç?