Translation of "Gonna" in Turkish

0.012 sec.

Examples of using "Gonna" in a sentence and their turkish translations:

Are we gonna jump, are we gonna rappel?

Atlayacak mıyız? Yoksa inecek miyiz?

It's gonna be fast, it's gonna be efficient.

Hızlı olur, etkili olur.

Gonna say hello?

Merhaba diyecek misin?

Haters gonna hate.

Yürü be kim tutar seni.

What's it gonna be?

Hangisini seçeceğiz?

She's gonna be okay.

O iyi olacak.

He's gonna get axed.

O kovulacak.

It's not gonna hurt.

Acımayacak.

We're gonna be late.

Biz geç kalacağız.

He's not gonna quit.

O ayrılmayacak.

Layla is gonna die.

Leyla ölecek.

Sami is gonna confess.

Sami itiraf edecek.

Who's gonna believe him?

Ona kim inanacak?

And that's gonna mean it's gonna cut even easier through this cactus.

Böylece kaktüsü çok daha kolay bir şekilde keseceğiz.

Then I'm gonna transfer, man.

Sonra geçiş yapacağım.

We're gonna need this rope.

Bu halata ihtiyacımız olacak.

What am I gonna do?

Ne yapacağım?

So, what's it gonna be?

Hangisini yapacağız?

No, this isn't gonna work.

Hayır, bu olmayacak.

So what's it gonna be?

Ne yapacağız?

Nothing's gonna change my world.

Hiçbir şey hayatımı değiştirmeyecek.

He believes he's gonna stay.

Kalacağını düşünüyor.

What are we gonna do?

Ne yapacağız?

I'm gonna call the police!

- Polisi arayacağım!
- Polise telefon edeceğim!

You're gonna make me furious!

Sen beni öfkelendireceksin!

It's not gonna bite you.

O seni ısırmayacak.

You're gonna pay for this!

Bunun bedelini ödeyeceksin!

I'm gonna take you there.

Seni oraya götüreceğim.

The chief's gonna kill me.

Şef beni öldürecek.

Love, you're gonna kill me.

Aşk, beni öldüreceksin.

I'm really gonna miss you.

Seni gerçekten özleyeceğim.

I'm gonna tell Jamal tomorrow.

Yarın Jamal'a söyleyeceğim.

Fadil is gonna hit me.

Fadıl bana vuracak.

I'm gonna be so late.

Çok geç kalacağım.

I'm gonna kill that bitch.

O fahişeyi öldüreceğim.

Sami is gonna be happy.

Sami mutlu olacak.

Sami is gonna fix that.

Sami onu düzeltecek.

Sami is gonna enter hell.

Sami cehenneme gidecek.

I'm gonna learn some Berber.

Biraz Berberice öğreneceğim.

If we're gonna go in there, we're gonna need some sorta light source.

İçeri gireceksek ışık kaynağına ihtiyacımız olacak.

Okay, it means we're gonna have to get smart if we're gonna find her.

Tamam, bu durumda onu bulmak için zekice davranmalıyız.

That means it's gonna burn well.

Bu iyi yanacağı anlamına geliyor.

Same thing is gonna work here.

Burada da aynı şey işe yarayacak.

Your choice, what's it gonna be?

Seçim sizin, ne yapacağız?

Tomorrow's gonna be a big day.

Yarın büyük bir gün olacak.

I know I'm gonna get there,

"Orayı bulacağımı biliyorum,"

So what are we gonna do?

Ne yapacağız?

But this is gonna be dangerous.

Ama bu tehlikeli olacak.

I think I'm gonna stay here.

Sanırım burada kalacağım.

I think I'm gonna shit myself.

Sanırım kendime sıçacağım.

I'm not gonna lie to you.

Sana yalan söylemeyeceğim.

That's never gonna happen again, right?

Bu asla tekrar olmayacak, değil mi?

Something's gonna happen at 2:30.

2.30'da bir şey olacak.

Ah, I think I'm gonna cry.

Ah, sanırım ağlayacağım.

What are you gonna do, Tom?

Ne yapacaksın, Tom?

I'm never gonna intentionally get drunk.

Ben asla kasıtlı olarak sarhoş olmayacağım.

You're gonna get what you deserve.

Sen hak ettiğini alacaksın.

I'm gonna leave her a tip.

Ona bir bahşiş vereceğim.

I'm gonna leave him a tip.

Ona bir bahşiş bırakacağım.

Layla is gonna love this hat.

Leyla bu şapkayı sevecek.

I'm always gonna be with you.

Ben hep seninle olacağım.

Sami is never gonna see sixteen.

- Sami asla on altıyı görmeyecek.
- Sami asla on altı yaşını görmeyecek.

Sami is gonna make this work.

Sami bu işi yapacak.

Sami is gonna kick your butt.

Sami senin kıçını tekmeleyecek.

Sami is gonna rob a bank.

Sami bir banka soyacak.

Sami is gonna skin me alive.

- Sami canlı canlı derimi soyacak.
- Sami diri diri derimi yüzecek.

It's not gonna give me a lot of energy, but it's gonna give me something.

Çok enerji vermeyecektir ama elbet bir şey verecek.

It's gonna be full of all sorts of nasties that are gonna make you sick.

Sizi hasta edebilecek bir sürü şeyle dolu olacaktır.

I'm gonna wanna put this on. There's gonna be a lot of loose rock out there!

Bunu takmak istiyorum. Yukarıda bir sürü gevşek kaya olabilir!

So what are we gonna do? We gonna stick with following the wreckage in that direction?

Ne yapacağız? O yöndeki enkazın izinden mi gideceğiz?

He’s not gonna see half of it."

Yarısını göremeyecek.

Because that's how I'm gonna interpret it.

Çünkü ben öyle yorumluyorum.

[Ian] Hello Lewis, you gonna come down?

Merhaba Lewis, inecek misin?

This is gonna be our route down.

Bu aşağı iniş güzergâhımız olacak.

You decide, what are we gonna do?

Karar sizin, ne yapacağız?

Is gonna get skewered by these spikes.

ve bu sivri dallar ona saplanacak.

You decide. What are we gonna do?

Karar sizin, ne yapacağız?

Otherwise, I'm gonna get cold real fast.

Yoksa çok hızlı şekilde üşürüm.

So, what's it gonna be? [Bear] Okay.

Peki kararınız ne olacak? Tamam.

They're gonna cause a really nasty rash.

çok fena kaşıntıya ve kızarıklığa neden olur.

Whatever you decide, we're gonna do together.

Neye karar verirseniz birlikte onu yapacağız.

Which of these are we gonna use?

Bunlardan hangisini kullanacağız?

Are these sharks gonna pitch up again?

Köpek balıkları tekrar gelecek mi?

- Who's gonna be there?
- Who'll be there?

Kim orada olacak?

I think I'm gonna go to sleep.

Sanırım uyumaya gideceğim.

Who's gonna read such a thick book?

O kadar kalın bir kitabı kim okuyacak?

I'm gonna get a cell phone tomorrow!

Yarın bir cep telefonu satın alacağım.

Are we gonna get some wine, dude?

Biraz şarap içelim mi, ahbap?

Sam, this is gonna take you hours.

Sam, bu senin saatlerini alacak.

Believe me, that excuse ain't gonna fly.

İnan bana, o özür işe yaramayacak.