Examples of using "Sneeze" in a sentence and their turkish translations:
Filler hapşırabilir mi?
Ben çok hapşırırım.
Neden hapşırırız?
Beni ne hapşırtıyor?
Neredeyse her gün hapşırırım.
Sanırım aksıracağım.
Her zaman hapşırırım.
Tom, hapşırmamaya çalıştı.
Hapşırmamaya çalışıyorum.
Bu parfümü koklayamam. Aksırırım.
Sanırım hapşıracağım... Bana bir mendil ver.
Köpeğimin hapşırdığını gördüm ama asla kedimi görmedim.
Ben üşüttüğümde hapşırırım ve öksürürüm.
Öksürürken, hapşırırken veya esnerken ağzınızı kapatın.
Bir hapşırık saatte kırk mil hızla vücudunuzu terk eder.
Öksürdüğün, hapşırdığın veya esnediğin zaman elini ağzına koy.
Amerika Birleşik Devletlerinde, hapşırdıklarında birine "çok yaşa" deriz.
Her zaman hapşırıyorum.
Başka bir deyişle... Türkler hapşuruğunda bir çok Avrupalı nezle olur
Eğer birisi için yemek hazırlıyorsan, lütfen burnunu çekme, kıçını kaşıma veya ellerine hapşırma.
İspanya'da popüler bir inanç vardır, hapşırdığınız zaman ruhun bedene dönmesi için "İsa" demeniz gerekir.