Translation of "Trying" in Turkish

0.055 sec.

Examples of using "Trying" in a sentence and their turkish translations:

- We're trying.
- We've been trying.

Deniyoruz.

- I'm trying.
- I am trying.

Deniyorum.

- I'm trying hard.
- I'm trying very hard.
- I'm trying really hard.

Ben sıkı çalışıyorum.

They're trying.

Onlar deniyorlar.

Stop trying.

Denemeyi bırak.

We're trying.

Deniyoruz.

You're trying.

Sen çalışıyorsun.

- We try.
- We're trying.
- We've been trying.

- Biz deneriz.
- Biz çabalarız.
- Deniyoruz.

- You are not trying!
- You're not trying.

Denemiyorsun.

I'm trying to learn, I'm trying to learn."

Öğrenmeye çalışıyorum.

- You aren't even trying.
- You're not even trying.

Denemiyorsun bile.

Tom is trying.

Tom çalışıyor.

We've been trying.

Deniyoruz.

Just keep trying.

Sadece denemeye devam et.

We'll keep trying.

Denemeye devam edeceğiz.

I'll die trying.

Deneyerek öleceğim.

I'll keep trying.

Denemeye devam edeceğim.

I'm still trying.

Hâlâ uğraşıyorum.

Keep on trying.

Denemeye devam edin.

Thanks for trying.

Denediğin için teşekkürler.

Trying is good.

Denemek iyidir.

Tom kept trying.

Tom denemeye devam etti.

- We're trying to work.
- We're trying to work here.

- Çalışmaya çalışıyoruz.
- İş yapmaya çabalıyoruz.

- I'm trying to work.
- I'm trying to work here.

Çalışmaya çalışıyorum.

- I've been trying to reach him.
- I've been trying to reach her.
- I'm trying to reach him.
- I'm trying to reach her.

Ona ulaşmaya çalışıyorum.

- I've been trying to find him.
- I've been trying to find her.
- I'm trying to find him.
- I'm trying to find her.

Onu bulmaya çalışıyorum.

- I'm only trying to help.
- I'm just trying to help.
- I'm just trying to help out.

Sadece yardım etmeye çalışıyorum.

- Someone is trying to kill me.
- Someone's trying to kill me.
- Somebody's trying to kill me.

Biri beni öldürmeye çalışıyor.

- I believe it's worth trying.
- I think it's worth trying.

Sanırım denemeye değer.

- They're trying to restrain him.
- They're trying to restrain her.

Onlar onu dizginlemeye çalışıyor.

- He's trying to commit suicide.
- She's trying to commit suicide.

O intihar etmeye çalışıyor.

- I'm trying to lose weight.
- I'm trying to slim down.

Zayıflamaya çalışıyorum.

- I'm trying to reach Tom.
- I've been trying to reach Tom.
- I'm trying to get to Tom.

Tom'a ulaşmaya çalışıyorum.

- What are you trying to do?
- What're you trying to do?
- What were you trying to do?

Ne yapmaya çalışıyorsun?

They must keep trying.

Denemeye devam etmeliler.

Not trying is failing.

Denememek başarısız olmaktır.

You're just not trying.

Sadece denemiyorsun.

You're trying my patience.

- Sabrımı deniyorsun.
- Sabrımı taşırıyorsun.
- Sabrımı zorluyorsun.

You aren't even trying.

Denemiyorsun bile.

Thank you for trying.

Denediğiniz için teşekkür ederim.

I've been trying everything.

Her şeyi deniyorum.

Hey, I'm still trying.

Hey, ben hala deniyorum.

They're trying to help.

Onlar yardım etmeye çalışıyorlar.

I'm trying to remember.

Hatırlamaya çalışıyorum.

I'm trying to compensate.

Tazmin etmeye çalışıyorum.

I'm trying to apologize.

Özür dilemeye çalışıyorum.

I'm trying to practice.

Pratik yapmaya çalışıyorum.

I'm trying to meditate.

Düşünmeye çalışıyorum.

I'll keep on trying.

Denemeye devam edeceğim.

I'm trying to quit.

Ben bırakmaya çalışıyorum.

I'm trying to help.

- Yardım etmeye çalışıyorum.
- Yardım etmeyi deniyorum.

We gave up trying.

Denemekten vazgeçtik.

I'm trying to sleep.

Uyumaya çalışıyorum.

It was worth trying.

Bu denemeye değerdi.

We could start trying.

Denemeye başlayabiliriz.

Tom isn't even trying.

Tom denemiyor bile.

Tom is trying hard.

Tom çok deniyor.

I'm trying to concentrate.

Yoğunlaşmaya çalışıyorum.

You should stop trying.

Denemeyi durdurmalısın.

I'm trying to improve.

Geliştirmeye çalışıyorum.

They're trying really hard.

Gerçekten sıkı çalışıyorlar.

I'm trying to understand.

Anlamaya çalışıyorum.

I'm trying something new.

Ben yeni bir şey deniyorum.

We're trying our best.

Biz elimizden geleni yapıyoruz.

I'm trying to translate.

- Ben çevirmek için çalışıyorum.
- Ben çevirmeye çalışıyorum.

We're trying to win.

Biz kazanmaya çalışıyoruz.

We're trying to help.

Biz yardım etmeye çalışıyoruz.

I'm trying to rest.

Ben dinlenmeye çalışıyorum.

We're trying to understand.

Anlamaya çalışıyoruz.

I'm trying really hard.

Gerçekten çok çabalıyorum.

I'm trying to study.

- Okumaya çalışıyorum.
- Öğrenmeye çalışıyorum.
- Ders çalışmaya çalışıyorum.
- Eğitim almaya çalışıyorum.

Tom eventually quit trying.

Tom sonunda denemeyi bıraktı.

Tom wasn't even trying.

Tom denemiyordu bile.

I'm trying to change.

Değişmeye çalışıyorum.

Never give up trying.

- Denemekten vazgeçme hiç.
- Denemekten asla vazgeçmeyin.

I'm trying very hard.

Ben çok çalışıyorum.

- My wife's trying to sleep.
- My wife is trying to sleep.

Karım uyumaya çalışıyor.

- I am trying to help him.
- I'm trying to help him.

Ona yardım etmeye çalışıyorum.

- I've been trying to find Tom.
- I'm trying to find Tom.

Tom'u bulmaya çalışıyorum.

- I am trying to learn English.
- I'm trying to learn English.

İngilizce öğrenmeye çalışıyorum.

- I've been trying to avoid him.
- I'm trying to avoid him.

Onu önlemeye çalışıyorum.

- What is Tom trying to say?
- What's Tom trying to say?

Tom ne söylemeye çalışıyor.

- What's Tom trying to prove?
- What is Tom trying to prove?

Tom neyi kanıtlamaya çalışıyor?

- I've been trying to reach them.
- I'm trying to reach them.

Onlara ulaşmaya çalışıyorum.

- I think Tom is trying.
- I think that Tom is trying.

Tom'un denediğini düşünüyorum.

- You are trying to kill me.
- You're trying to kill me.

Beni öldürmeye çalışıyorsun.

- What are you trying to do?
- What're you trying to do?

- Ne yapmaya çalışıyorsun?
- Ne yapmaya çalışıyorsunuz?

- Someone is trying to kill me.
- Someone's trying to kill me.

Biri beni öldürmeye çalışıyor!

- I'm trying to get into shape.
- I'm trying to get fit.

Forma girmeye çalışıyorum.

- What is the harm in trying?
- What's the harm in trying?

Onu yapmaya çalışmanın zararı ne?

- Tom has been trying to win.
- Tom is trying to win.

Tom kazanmaya çalışıyor.