Examples of using "Seaweed" in a sentence and their turkish translations:
Güneş ışığı olmayınca yosunlar oksijen üretmeyi bırakıyor.
Ülkenizde deniz yosunu yer misiniz?
Yıllar içinde çok fazla yosun yedim
Bu tür yosunlarda bir sürü besleyici madde vardır.
Bir bento haşlanmış pirinç ve deniz yosunundan yapılan küçük bir yemektir, bu ucuz ahşap kutularda satılmaktadır.