Translation of "Meal" in Turkish

0.136 sec.

Examples of using "Meal" in a sentence and their turkish translations:

- Enjoy your meal!
- Enjoy your meal.

- Afiyet olsun!
- Yarasın!

- Enjoy your meal!
- Have a good meal!

Afiyet olsun!

Enjoy your meal!

Afiyet olsun!

- Enjoy your meal!
- Have a nice meal!
- Bon appetit!

Afiyet olsun!

- Enjoy your meal!
- Enjoy your meal.
- Enjoy your food.

Afiyet olsun!

- Enjoy your meal!
- Have a nice meal!
- Enjoy your meal.
- Bon appetit.
- Enjoy your food.

- Afiyet olsun!
- Afiyet olsun.

- That was a delicious meal.
- Thanks for the meal.
- Thanks for paying for the meal.

- İkram için teşekkürler!
- Kesene bereket!

- Enjoy your meal!
- Have a nice meal!
- Enjoy your meal.
- Enjoy your food.
- Bon appetit!

Afiyet olsun!

They finished their meal.

Onlar yemeğini bitirdi.

Have a nice meal!

Afiyet olsun!

Thanks for the meal.

Yemek için teşekkürler.

That meal was incredible.

O yemek inanılmazdı.

We ordered the meal.

Yemek sipariş ettik.

Meal time is sacred.

Yemek vakti kutsaldır.

I had a meal.

Bir yemek yedim.

The meal was disgusting.

Yemek iğrençti.

Tom finished his meal.

Tom yemeğini bitirdi.

- Thank you for the wonderful meal.
- Thank you for the great meal.

Harika yemek için teşekkür ederim.

- Everyone paid for his own meal.
- Everyone paid for their own meal.

Herkes kendi yemeği için ödedi.

- Brush your teeth after each meal.
- Brush your teeth after every meal.

Her yemekten sonra dişlerini fırçala.

That means... good nutritious meal.

Bu çok iyi ve besleyici bir yemek.

Wine can make the meal.

Şarap yemek yapabilir.

The meal satisfied his hunger.

Yemek onun açlığını tatmin etti.

We had a lovely meal.

Biz güzel bir yemek yedik.

That was a delicious meal.

O lezzetli bir yemekti.

Many thanks for the meal!

Yemek için çok teşekkürler!

Did you enjoy your meal?

Yemeğini beğendin mi?

I had a decent meal.

İyi bir yemek yedim.

Did you like the meal?

Yemeği beğendin mi?

What are the meal hours?

Yemek saatleri nedir?

I had a nice meal.

Güzel bir yemek yedim.

We are preparing our meal.

Yemeğimizi hazırlıyoruz.

Say grace before a meal.

Yemekten önce dua et.

It was a satisfying meal.

Doyurucu bir yemekti.

When was your last meal?

Son yemeğin ne zamandı?

The meal is not salty.

Yemek tuzlu değil.

Breakfast is an important meal.

Kahvaltı önemli bir yemektir.

Marie prepared her own meal.

Marie kendi yemeğini hazırladı.

Supper is a simple meal.

Akşam yemeği basit bir yemektir.

Thanks for the delicious meal.

Lezzetli yemek için teşekkürler.

Can you cook a meal?

Yemek pişirebilir misin?

That meal was simply divine.

O yemek sadece kutsaldı.

Tom really enjoyed his meal.

Tom gerçekten onun yemeğinden hoşlandı.

Have you finished your meal?

Yemeğini bitirdin mi?

I am fixing a meal.

Ben yemek hazırlıyorum.

And how is your meal?

Ve yemeğiniz nasıl?

Tom paid for the meal.

Tom yemeği ödedi.

Sami made every meal today.

Sami bugün her yemeği hazırladı.

Sami lost his meal ticket.

- Sami yemek biletini kaybetti.
- Sami yemek fişini kaybetti.
- Sami yemek kuponunu kaybetti.

This is my favorite meal.

Bu en sevdiğim yemek.

- This meal is adequate for three.
- This meal is enough for three people.

Bu yemek üç kişi için yeterlidir.

- Tom cooked us a delicious meal.
- Tom cooked a delicious meal for us.

Tom bize lezzetli bir yemek pişirdi.

- She cooked us a wonderful meal.
- She prepared a wonderful meal for us.

Bizim için harika bir yemek hazırladı.

Another potential meal is lured in.

Başka bir potansiyel yemek tuzağa çekiliyor.

The meal was great, wasn't it?

Yemek harikaydı, değil mi?

Take two capsules after a meal.

Yemekten sonra iki kapsül al.

How do I use meal tickets?

Yemek fişlerini nasıl kullanırım?

Wash your hands before each meal.

Her yemekten önce ellerini yıka.

She served us a good meal.

O bize güzel bir yemek servisi yaptı.

She cooked us a wonderful meal.

O bize harika bir yemek pişirdi.

Brush your teeth after each meal.

Her yemekten sonra dişlerini fırçala.

Don't eat sweets between meal times.

Öğün aralarında tatlı yemeyin.

Thanks for paying for the meal.

Yemeği ödediğin için teşekkürler.

Do not read during the meal.

Yemek sırasında bir şey okumayınız.

The doorbell rang during the meal.

Yemek sırasında kapı zili çaldı.

- Enjoy your meal!
- Enjoy your food.

Afiyet olsun!

We had a meal after noon.

Öğle yemeği yedik.

They have just prepared the meal.

Onlar yemeği yeni hazırladılar.

Brush your teeth after every meal.

Her yemekten sonra dişlerini fırçala.

I served the children their meal.

Çocuklara yemeklerini verdim.

No meal is complete without bread.

Hiçbir yemek ekmek olmadan tam değildir.

She cooked herself a good meal.

O, kendine iyi bir yemek pişirdi.

She has already cooked the meal.

O çoktan yemeği yaptı.

The wine complemented the meal perfectly.

Şarap yemeği mükemmel şekilde tamamladı.

Pizza is the kid's favorite meal.

Pizza çocuğun en sevdiği yemektir.

It was a pretty balanced meal.

Oldukça dengeli bir yemek oldu.

They're preparing a meal for us.

Bize bir yemek hazırlıyorlar.

Use dental floss after each meal.

Her yemekten sonra diş ipi kullanın.

We had a wonderful meal together.

Birlikte harika bir yemek yedik.

This meal is delicious and cheap.

Bu yemek lezzetli ve ucuz.

Please help yourself. Enjoy your meal!

Lütfen buyurun, afiyet olsun!

Tom didn't appear during the meal.

Tom yemek sırasında görünmedi.

Thank you for the wonderful meal.

Harika yemek için teşekkür ederim.

These things constitute a balanced meal.

Bu şeyler dengeli bir öğün oluşturur.

Take this medicine after each meal.

Her yemekten sonra bu ilacı al.

This meal is adequate for two.

Bu yemek iki kişi için yeterlidir.

We thoroughly enjoyed the delicious meal.

Biz lezzetli yemekten epeyce hoşlandık.

He kept silent during the meal.

Yemek sırasında sessiz kaldı.

Take this medicine before each meal.

Her yemekten önce bu ilacı al.

Tom cooked us a nice meal.

Tom bize güzel bir yemek pişirdi.

Tom cooked himself a good meal.

Tom kendine iyi bir yemek pişirdi.

Layla prepared Fadil his favorite meal.

Leyla, Fadıl'a onun en sevdiği yemeği hazırladı.