Examples of using "Small" in a sentence and their turkish translations:
Küçük şeyler küçük insanları eğlendirir.
Küçük şeyler küçük zihinleri eğlendirir.
Dünya küçük.
Küçük farklılıklara
Onlar küçük.
Sen küçüksün.
Küçük dünya.
Ben küçüğüm.
Küçük.
Bu çok küçük.
Bu çok küçük.
- Dünya küçük.
- Dünya küçüktür.
Kitap küçük.
- Thomas'ın apartmanı küçüktü.
- Tom'un dairesi küçüktü.
Mary'nin küçük göğüsleri var.
bunlar ufak kümecikler.
Bu çok küçük.
Büyük mü yoksa küçük mü?
Ben çok küçüğüm.
desteklemeye başladılar.
çok küçük bir ihtimal,
O küçüktü.
Sınıflar küçük.
Küçük adımlar atın.
Tom küçük.
Sıçanlar küçüktür.
Küçük mü?
Bu çanta küçük değil.
Bu küçük bir dünya.
Küçükken ufak bir köpeğim vardı.
Küçük bir cihaz bu, küçük bir gezgin robot,
Onun küçük bir avantajı var.
Dünya çok küçük.
Hangi ayakkabılar çok küçük?
Tango küçük bir köyde küçük bir çocukla yaşıyordu.
küçük ya da büyük olsun,
Çok küçüktü.
Dünya küçüktür.
Ne küçük bir dünya!
Bu küçük bir dünya.
Kitap küçüktür.
- Küçük bir daire çizin.
- Küçük bir daire çiz.
O çok küçük mü?
O çok fazla küçük.
Evim küçüktür.
O çok küçüktü.
O ne kadar küçük?
Onun küçük ayakları var.
Küçük hayvanlara kötü davranma!
Kitap küçüktür.
İki küçük şişe, lütfen.
Hangi hayvan küçük?
Küçük birini kullan.
Sözlük küçük.
Ailem küçük.
Küçük neden büyük etki.
Tom'un küçük elleri var.
Çatal küçük.
Küçük kasabaları severim.
Küçük bir topluluk ortaya çıktı.
Çok küçüktüm.
Senin penisin küçük.
Risk küçük.
Bu küçük bir kasaba.
Küçük bir sorun var.
O küçük bir sorun.
Tuvalet küçüktür.
Bu küçük bir dükkan.
Senin küçük gözlerin var.
- Şehir pek büyük sayılmaz.
- Şehir küçük.
Bu çok küçük.
Küçük ellerim var.
Ne küçük bir dünya böyle!
Küçük bir sorun var.
O çok küçük.
Küçük adımlar atalım.
Kitaplar küçük.
Bu hiç de küçük bir mesele değil.
Küçük ayakları var.
Japon evleri küçüktür.
Benim bahçem küçüktür.
O kitap küçüktür.
Benim teknem küçük.