Translation of "Sold" in Turkish

Sold!

Satıldı!

Sold out.

Hepsi satılıp tükenmiş.

All sold out!

Hepsi satıldı!

Everything's sold out.

Her şey satıldı.

I sold one.

Bir tane sattım.

She sold postcards.

O, kartpostal sattı.

Sami sold encyclopedias.

Sami ansiklopedi sattı.

Tom sold insurance.

Tom sigorta sattı.

Mennad sold bicycles.

Mennad bisiklet sattı.

His novel sold well.

Onun romanı iyi sattı.

Her novel sold well.

Romanı iyi sattı.

He sold us out.

O, bizi sattı.

I sold a book.

Ben bir kitap sattım.

Analyn sold the cow.

Analyn ineği sattı.

They sold a refrigerator.

Onlar bir buzdolabı sattı.

Tom sold us out.

Tom bizi sattı.

Dan sold Linda drugs.

Dan Linda'ya uyuşturucu sattı.

Tom sold his house.

Tom evini sattı.

You sold me out.

- Beni sattın.
- Beni ortada bıraktın.

Refreshments will be sold.

İkramlar satışa sunulacak.

Both companies were sold.

Her iki şirket de satıldı.

I sold the car.

Arabayı sattım.

We're sold out tonight.

Bu gece satıldık.

I already sold that.

Onu zaten sattım.

Tom sold the bracelet.

Tom bileziği sattı.

I sold the books.

Kitapları sattım.

Stamps are sold here.

Pullar burada satılır.

Flowers are sold there.

Çiçekler orada satılıyor.

They sold off everything.

Onlar her şeyi sattılar.

Batteries are sold separately.

Piller ayrı olarak satılır.

Her novels sold well.

Onun romanları iyi sattı.

Layla sold her company.

Leyla şirketini sattı.

Tom sold his company.

Tom kendi şirketini sattı.

Tom sold his car.

Tom aracını sattı.

Mary sold her house.

Mary evini sattı.

Sami sold his apartment.

Sami dairesini sattı.

Sami sold the property.

Sami mülkü sattı.

I've already sold it.

- Onu çoktan sattım.
- Onu sattım bile.

They sold their house.

Evlerini sattılar.

They sold their company.

Şirketlerini sattılar.

I just sold it.

Daha yeni sattım.

Yanni sold his car.

Yanni arabasını sattı.

- Who sold you this car?
- Who sold this car to you?

Bu arabayı sana kim sattı?

- Tom must've sold us out.
- Tom must have sold us out.

Tom bizi satmış olmalı.

- Tom sold Mary his car.
- Tom sold his car to Mary.

Tom arabasını Mary'ye sattı.

- We are sold out of jeans.
- We're sold out of jeans.

Kotların hepsi satıldı.

- Tom sold everything he owned.
- Tom sold everything that he owned.

Tom sahip olduğu her şeyi sattı.

- Tom hasn't yet sold his house.
- Tom hasn't sold his house yet.

Tom evini daha satmadı.

- The chemist sold me the medicines.
- The pharmacist sold me the medicines.

Eczacı bana ilaçları sattı.

Lands officially sold from heaven

Cennetten resmi olarak tapuların satıldığı

Shoes are sold in pairs.

Ayakkabı çift olarak satılmaktadır.

Salt is sold by weight.

Tuz ağırlıkla satılmaktadır.

They were all sold out.

Onların hepsi satıldı.

The magazines were sold out.

- Dergiler satıldı.
- Dergiler tükendi.

The house has been sold.

Ev satıldı.

There's no beer sold here.

Burada satılan bira yok.

Have you sold it yet?

Onu sattın mı?

Yesterday I sold two books.

Dün iki kitap sattım.

Tom sold it to me.

Tom onu bana sattı.

Tom sold all his land.

Tom bütün arazisini sattı.

She sold him her car.

O, ona arabasını sattı.

The concert was sold out.

Konser tasfiye edildi.

This company sold unsafe products.

Bu şirket güvensiz ürünleri sattı.

I sold my guitar today.

Bugün gitarımı sattım.

Nothing has been sold yet.

Henüz hiçbir şey satılmadı.

Tom's books have sold millions.

Tom'un kitapları milyonlarca sattı.

I sold all my houses.

Bütün evlerimi sattım.

The game was sold out.

Oyun satıldı.

We've sold all the tickets.

Bütün biletleri sattık.

I sold it this afternoon.

Onu bu öğleden sonra sattım.

They sold us a pup.

Onlar bize bir yavru köpek sattılar.

This book is sold here.

Bu kitap burada satılır.

Several teas are sold here.

Burada çeşitli çaylar satılıyor.

The apples were sold out.

Tüm elmalar satıldı.

He sold all his land.

O bütün arazisini sattı.

They have sold the television.

Onlar televizyonu sattılar.

Tom sold three refrigerators today.

Tom bugün üç buzdolabı sattı.

I'm sorry, we're sold out.

- Maalesef hepsi satıldı.
- Üzgünüm, elimizde kalmadı.

Seat cushions are sold separately.

Koltuk minderi ayrı olarak satılır.

I haven't sold that one.

Ben onu satmadım.

Tom sold all his property.

Tom tüm mallarını sattı.

Tom has sold his company.

Tom şirketini sattı.

Sami sold his beloved mansion.

Sami sevgili malikanesini sattı.

I've already sold my car.

Arabamı çoktan sattım.

I just sold my car.

Arabamı yeni sattım.

Who sold you this car?

Bu arabayı sana kim sattı?

Tom has sold his car.

Tom arabasını sattı.

- Liquor is not sold at this store.
- Liquor isn't sold at this store.

Bu dükkânda likör satılmaz.

- Tom sold his house in Boston.
- Tom has sold his house in Boston.

Tom Boston'daki evini sattı.

- Tom sold me his old car.
- Tom sold his old car to me.

O eski arabasını bana sattı.