Examples of using "Stops" in a sentence and their turkish translations:
Tom asla durmaz.
Öğrenmek asla bitmez.
Kalbi atmayı bırakıyor.
O asla okumayı kesmez.
O asla şikayet etmeyi durdurmaz.
- Tom şikayet etmeyi hiç kesmez.
- Tom şikayet etmeyi hiç durdurmaz.
- Tom sızlanmayı hiç kesmez.
Tom asla konuşmayı bırakmaz.
Otobüs burada durur.
- Bu tren her istasyonda durur.
- Bu tren tüm istasyonlarda durur.
Yağmur duruncaya kadar bekle.
O, asla düşünmekten vazgeçmez.
İnşallah yağmur durur.
çalmaya başlamasından belli oluyor.
- Tom düşünmeyi asla durdurmaz.
- Tom düşünmeyi asla bırakmaz.
Tren durmadan önce açmayın.
Güneş ışığı olmayınca yosunlar oksijen üretmeyi bırakıyor.
Tren her istasyonda durur.
Otobüs evimden önce durur.
Tren durmadan önce kapıyı açma.
Yağmur durduğunda gideceğiz.
Yağmur duruncaya kadar bekleyelim.
Bu tren tüm istasyonlarda durur.
O tren her istasyonda durur.
Benim bu saatim asla durmaz.
Umarım tren çok geçmeden durur.
- Kar durana kadar burada kalabilirsin.
- Kar dinene kadar burada kalabilirsiniz.
benden en fazla 12 durak uzakta olsun.
Yağmur durduğunda beyzbol oynayalım.
Hiç kimse onu dinlemek için durmaz.
Otobüs bir sonraki köşede durur.
Yağmur durmadığı sürece gitmeyeceğim.
Bu otobüs bütün demiryolu geçitlerinde durur.
Ben yakında herhangi bir otobüs durağu görmedim.
Otobüsün durduğu yer burası mı?
Yağmur duruncaya kadar burada bekleyelim.
9.35 treni Bambury'de durur.
Rota 12 opera binasına yakın durur.
Yağmur durmadıkça gitmeyeceğim.
Yağmur durana kadar burada bekleyelim.
hiçbir şey, aynı tasarıma sahip diğer pasaportlara engel olamaz.
Kimse engel olmazsa Tom bunu yapacak.
Yağmur durduğunda, biz gideceğiz.
Yağmur durduğunda, yürüyüşe çıkalım.
Yağmur durur durmaz gidelim.
Yağmur durmazsa dışarı çıkmayız.
Durana kadar otobüsten inme.
Lütfen otobüs tamamen duruncaya kadar ayağa kalkma.
O durana kadar trenden inme.
O otobüs evimin önünde durur.
Otobüs evimin önünde durur.
Yağmur duruncaya kadar dışarı çıkmayacağım.
Tren duruncaya kadar kapıyı açmayın.
Kar bitene kadar burada kalabilirsin.
Yağmur durur durmaz gideceğiz.
İçki mahmurluğunu durduracak bir şey içmeliydim.
Yağmur durmadıkça, gitmem.
Otobüs duraklarında yükseltilmiş bordürler zorunlu olmalıdır.
Yağmur durur durmaz başlayacağız.
Tom Boston'tayken uğrar.
Tom biri onu durdurmazsa bunu yapacak.
Yağmur durduğunda yürüyüşe çıkarız.
Yağmur durduğunda çalışmaya devam edeceğim.
Otobüs tam evimin önünde durur.
Bu tren Nakano üzerindeki her istasyonda durur.
Tom yağmur duruncaya kadar burada kalmayı planlıyor.
- Yağmur dinince yürüyüş yapalım.
- Yağmur durduktan sonra yürüyüşe çıkalım.
Yağmur dinene kadar burada kalmayı düşünüyor.
onu konuşmamızı engelliyor
diğer tarafa doğru giden su bir yerden sonra durup
Tren durmadan önce, inmemelisin.
O konuştuğu zaman asla nefes almaz.
Yağmur durana kadar arabada oturmaya gidelim.
Bu hızlı bir tren. Çok durakta durmaz.
Yağmur durduğunda yürüyüşe çıkacağız.
Bir şey onu durdurmadukça Sami onu yapacak.
Geçiçi olarak duruyor ve iki Masilya gemisini gözlem için gönderiyor
Yağmur durur durmaz eve gideceğiz.
Yine de, yağmur durduğunda dışarı çıkabilirim.
Acele et! Tren burada kısa bir süre için durur.
Acele et, tren sadece kısa bir süre için burada durur.
Ne olursa olsun yağmur durduğunda dışarı gideceğim.
Paranın bir hükmü kalmadığında sistemin tüm işleyişi durur.
Acele et. Tren sadece kısa bir süre için burada durur.
Kar durana kadar burada kalmanız daha iyi olur diye düşünüyorum.
- Yerinde olsaydım yağmur durana kadar burada kalırdım.
- Ben senin yerinde olsam yağmur dinene kadar burada dururum.
Zaman akıp gider mi? Yoksa zaman duruyor biz mi zamanda ilerliyoruz?
Yağmur durduğunda köpeği yürüyüşe çıkaracağım.
Sen on bir numarayı istiyorsun. O, postanenin önünde durur.
Burayla indiğin yer arasında kaç tane otobüs durağı var?