Translation of "Restrained" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Restrained" in a sentence and their turkish translations:

Tom restrained himself.

Tom kendini dizginledi.

They restrained Tom.

Tom'u zaptettiler.

We restrained them.

Onları dizginledik.

They restrained him.

Onlar onu kontrol altına aldı.

I restrained myself.

Ben kendimi dizginledim.

Tom restrained himself from hitting Mary.

Tom kendini Mary'ye vurmaktan engelledi.

I barely restrained myself from vomiting.

Kusmamak için kendimi zar zor tuttum.

That child has to be restrained.

- O çocuk dizginlemek zorunda.
- O çocuk terbiye edilmek zorundadır.

I wanted a hamburger, but I restrained myself.

Hamburger istiyordum ama kendimi tuttum.

- They blocked it.
- They blocked her.
- They restrained her.

Onlar onu kontrol altına aldı.

The fountains also of the deep, and the floodgates of heaven, were shut up, and the rain from heaven was restrained.

Enginlerin kaynakları ve göklerin kapakları kapandı. Yağmur dindi.