Examples of using "Barely" in a sentence and their turkish translations:
Bu zar zor ayırt edilebilir.
Tom güçlükle kaçtı.
- Zar zor başladık.
- Biz zar zor başladık.
Zar zor konuştuk.
Güçlükle hayatta kaldık.
Zar zor başladık.
Neredeyse hiç konuşmadılar.
O zorlukla öğrenir.
Tom zar zor yedi.
Tom neredeyse hiç konuşmadı.
- O, zar zor konuşabildi.
- O, güçbela konuşabildi.
Trene güçlükle yetişebildim.
zar zor nefes alabiliyordum.
Ne olduklarını bile tam bilmiyoruz.
O güçlükle okuyabiliyor.
Tom kıl payı ölümden döndü.
- Güçlükle yürüyebiliyorum.
- Hemen hemen hiç yürüyemiyorum.
Ben zar zor hareket edebiliyorum.
Tom zar zor Fransızca konuşur.
Tom zar zor bir şey söyledi.
Tom güçlükle yüzebilir.
Tom Mary'yi zar zor tanıdı.
Zar zor uyuyabildim.
Zar zor katlanabilirim.
- Onu hemen hemen hiç tanımıyordu.
- O onu pek tanımıyordu.
Tom zorlukla nefes alabiliyordu.
Tom'u güç bela tanıdım.
Tom zar zor nefes alıyor.
Tom neredeyse hiç bilinçli değil.
Tom'u neredeyse tanımıyorum.
Tom zorlukla konuşabilir.
Tom zorlukla nefes alabiliyor.
Tom zar zor konuşabildi.
Tom zar zor ayakta durabiliyor.
Tom neredeyse hiç konuşamıyor.
Tom zar zor yürüyebiliyor.
- Tom neredeyse hareket edemiyor.
- Tom neredeyse kıpırdayamıyor.
- Tom neredeyse kımıldayamıyor.
Tom neredeyse göremiyor.
- Tom neredeyse yemek yiyemiyor.
- Tom zar zor yiyebiliyor.
Zar zor konuşabildim.
O, zorlukla konuşabilirdi.
Neredeyse bir şey hatırlamıyorum.
Tom zar zor okuyabiliyor.
- Tom zar zor ölümden kurtuldu.
- Tom ucu ucuna ölümden kurtuldu.
Fadıl, Dania'yı zorlukla tanıdı.
Neredeyse okuyamıyorum.
Neredeyse yüzemiyorum.
O zar zor İngilizce konuşur.
Neredeyse nefes alamıyorum.
Neredeyse bir şey yemedin.
Tom'u zar zor hatırlıyorum.
Tom'u zar zor tanıdım.
Sami, Twitter'ı ender kullanır.
Tom heyecanını güçlükle gizleyebildi.
Tom'un neredeyse yeterli yiyeceği yoktu.
Filler zar zor görebiliyor.
Çarpılmaktan zar zor kurtuldum.
Kızım neredeyse on beş yaşındadır.
Güçlükle trene yetiştim.
Ben zar zor sınavı geçtim.
Mary'nin morarmaları neredeyse görünür durumda.
Onu güçlükle görüyorum.
Birbirimizi çok az tanıyoruz.
İzler zar zor görülebilir.
Neredeyse yemeğine hiç dokunmadın.
Güçlükle ayağa kalkabilirim.
İşten pek bahsetmedik.
Yemek çubuğunu zar zor kullanabiliyorum.
Mülteciler ölümden kıl payı kurtuldular.
Burada hemen hemen hiç yağmur yağmaz.
O sınavı zorla geçti.
Tom güçlükle testi geçti.
Tom neredeyse yemeğine hiç dokunmadı.
Mary yemeğine neredeyse hiç dokunmadı.
Neredeyse gözümü kırpmadım.
Şehri hemen hemen hiç bilmiyorum.
Benimle zar zor konuştu.
Tom neredeyse kahvaltısına dokunmadı.
Dün gece zar zor uyudum.
Babamı zar zor tanıdım.
Yakalanmaktan zar zor kaçtım.
Neredeyse Tom'u hatırlamıyorum.
Kendimi zorlukla kontrol edebiliyorum.
- Seni güçlükle görebiliyorum.
- Seni zar zor görebiliyorum.
Onları zar zor hatırlıyorum.
Onu zar zor hatırlıyorum.
Onu zar zor hatırlıyorum.
Tom çok az Fransızca konuşabiliyordu.
Tom neredeyse öğle yemeğini hiç yemedi.
Onu zar zor duyabiliyorum.
Tom'u zar zor duyabiliyorum.
Tom neredeyse Fransızca konuşamaz.
Tom güçlükle sınavı geçti.
Tom neredeyse tek kelime söylemedi.