Examples of using "Radiation" in a sentence and their turkish translations:
Radyasyon yayıyordu.
Radyasyon büyük bir endişedir.
Radyasyon seni öldürür.
Bir kızılötesi ışın elektromanyetik radyasyondur.
Herhangi bir radyasyon tehlikesi var mı?
Radyasyon seviyeleri kabul edilebilir sınırlar içindedir.
Çevrede hiç radyasyon istemiyoruz.
fakat ortada radyasyon yoktu. Buradan da
Tom kemoterapi ve radyasyon tedavisindeydi.
Uzay elbiseleri astronotları uzaydaki radyasyondan da korur.
işte bu güneşten gelen kozmik radyasyon yağmurlarını
Uygun radyasyon koruması olmadan, insanlar derin uzayda dışarı çıkamaz.
Tom zararlı radyasyondan beynini korumak için alüminyum folyo şapka giyer.
Apaçık ortadadır ki, insan davranışları çevre için radyasyondan daha tehlikelidir.
Radyasyon sızıntısının durumunu ve güvenliğini belirlemek zordur.
Topraktaki, havadaki ve sudaki radyasyonu temizlemek 23.yüzyılda mümkün oldu.
Dün, kardeşim sakinlere yardım etmek için Fukushima'ya gitti. Korkarım ki radyasyon artacak.
Dün abim yerlilere yardım etmek Fukushima'ya gitti. Ben radyasyon seviyelerindeki artıştan çok korkuyorum.
Yirmi dokuz yıldır Çernobil'de radyasyona maruz kalmış tilkiler artık insanlardan korkmuyor ve onların ellerinden yemeye hazırlar.