Translation of "Within" in Turkish

0.014 sec.

Examples of using "Within" in a sentence and their turkish translations:

within these extremist groups.

ilgili ve merhametli baba figürleri buldular.

Please stay within earshot.

Lütfen duyma uzaklığında kal.

It's within walking distance.

O yürüme mesafesi içinde.

You're within your rights.

Buna hakkınız var.

Live within your means.

Ayağını yorganına göre uzat.

Put it within reach.

Onu ulaşılabilir yere koy.

They are within earshot.

Onlar işitme menzili içinde.

Tokyo surrendered within days.

Tokyo günler içinde teslim oldu.

Spend within your means.

Gelirine uygun bir şekilde harca.

within European Union legal framework,

kendi şirketlerini yöneten girişimciler.

And within it, the amazement.

Şaşkınlık verici bir durum.

...and reveal secret lives within...

İçindeki gizli hayatları ortaya çıkarabiliyoruz.

It's within all of us.

Bu hepimizin içinde olan bir şey.

Come back within a month.

Bir ay içinde geri gel.

He'll arrive within an hour.

O bir saat içinde varacak.

All this happens within miliseconds.

Bütün bunlar milisaniye içinde oluyor.

There are wheels within wheels.

İşin içinde iş var.

I arrived within 30 minutes.

30 dakikada vardım.

True beauty comes from within.

Gerçek güzellik içten gelir.

A hero lies within you.

Bir kahraman senin içinde yatıyor.

It's within about two weeks.

O yaklaşık iki hafta içinde.

We'll arrive within the hour.

Bir saat içinde varacağız.

The door opens from within.

Kapı içeriden açılır.

I'll do anything within reason.

Mantıklı bir şey yapacağım.

Tom was arrested within hours.

Tom birkaç saat içinde tutuklandı.

There are subcultures within cultures.

Kültürler içinde alt kültürler vardır.

There are societies within societies.

Toplumlar içinde toplumlar vardır.

- We are able to deliver within a week.
- We can deliver within a week.

- Bir hafta içerisinde teslim edebiliriz.
- Bir hafta içinde teslim edebiliriz.

In reading comprehension within 65 countries,

Kendi dilinde okuduğunu anlamada 65 ülke içinde

That true beauty comes from within

insanın içinden geldiğini ve

And your hands within your lap.

elleriniz dizlerinizin üzerinde.

This inner peace coming from within.

tadını çıkarabilirsiniz.

Turn to hospital within 48 hours

48 saat içerisinde hastaneye çevirip

You should live within your means.

Kendi imkanlarınla yaşamalısın.

I'll be back within an hour.

Bir saat içinde geri döneceğim.

I will answer within three days.

Üç gün içinde cevap vereceğim.

We'll arrive there within an hour.

Bir saat içinde oraya varacağız.

She will return within an hour.

O bir saat içinde geri dönecektir.

He will arrive within an hour.

O, bir saat içinde gelecek.

He will return within 3 hours.

O, üç saat içinde dönecek.

I'll call you within a week.

Bir hafta içinde sizi arayacağım.

I'll be back within two hours.

Ben iki saat içinde döneceğim.

She will return within 3 hours.

O 3 saat içinde dönecektir.

It'll be here within three hours.

O, üç saat içinde burada olacak.

Radiation levels are within acceptable limits.

Radyasyon seviyeleri kabul edilebilir sınırlar içindedir.

He would die within a month.

O, bir ay içinde ölecekti.

Tom left within a few months.

- Tom birkaç ay içinde ayrıldı.
- Tom birkaç ay içinde bıraktı.

Within a week, Fadil was dead.

Bir hafta içinde Fadıl öldü.

Tom will return within three hours.

Tom üç saat içinde geri dönecek.

Tom will arrive within an hour.

Tom bir saat içinde gelir.

Algeria faces threats within and without.

Cezayir içte ve dışta tehditlerle karşı karşıya.

Is within a moment of that evolution.

bu evrimin içinde kısa bir an.

Lives within 12 subway stops of me.

benden en fazla 12 durak uzakta olsun.

So again it varies within the cat

yani yine kedi içerisinde çeşitlilik gösteriyor

Within seconds, the spacecraft became an incinerator.

Saniyeler içinde, uzay aracı bir çöp yakma fırını haline geldi.

I live within walking distance of school.

Okula yürüme mesafesinde yaşıyorum.

We grew up within our family circle.

Ailemizin çevresinde yetiştik.

The bus will arrive within ten minutes.

Otobüs on dakika içinde gelecektir.

The tickets sold out within a week.

Biletler bir hafta içinde satıldı.

He lives within earshot of my house.

O evimin işitme menzilinde yaşıyor.

Acquired by sin - there's no profit within.

- Günahla kazanılırsa, onda herhangi bir kazanç olmaz.
- Helal yoldan kazanılmayan kazanç, kazanç değildir.

On foot, you'll arrive within thirty minutes.

Yaya, otuz dakika içinde ulaşacaksın.

I want it done within the hour.

Bunu bir saat içinde yapmak istiyorum.

Meaning they orbit within roughly a third

yani kabaca üçte biri yörüngeye giriyor.

Tom should be here within the hour.

Tom bir saat içinde burada olmalı.

Tom will be here within the hour.

Tom bir saat içinde burada olacak.

I must return home within a week.

Bir hafta içinde eve dönmek zorundayım.

We live within easy access of Heathrow.

Heathrow havaalanına kolay erişebilir bir alanda yaşıyoruz.

Within seconds, Dan's life will change forever.

Saniyeler içinde Dan'ın hayatı sonsuza dek değişecek.

She had two accidents within a year.

Bir yıl içinde iki defa kaza yaptı.

This garment is exchangeable within three days.

Bu giysi üç gün içinde değiştirilebilir.

Within one day, they were in France.

Bir gün içinde onlar Fransadaydı.

Within hours, the world knew the news.

Saatler içinde, dünya haberi öğrendi.

Within one year, the stock market collapsed.

Bir yıl içinde, borsa düştü.

She will be back within a week.

O bir hafta içinde geri dönecek.

The bridge was built within two years.

Köprü iki yılda yapıldı.

Many stars are forming within the galaxy.

Pek çok yıldız galaksiyi oluşturur.

Tom should be here within fifteen minutes.

Tom on beş dakika içerisinde burada olmalı.

Paramedics arrived on the scene within minutes.

Sağlık görevlileri birkaç dakika içinde olay yerine geldi.

Tom should be back within three hours.

Tom üç saat içinde dönmeli.

Tom will be back within a week.

Tom bir hafta içinde dönecek.

The post office is within walking distance.

Postane yürüme mesafesindedir.

Sami always had pills within easy reach.

Sami'nin her zaman kolayca ulaşabileceği hapları vardı.

- Within one month of going abroad, he became sick.
- Within a month of going abroad, he became sick.

Yurt dışına gitmenin birinci ayının içinde o hasta oldu.

But here is the story within that story:

İşte hikâyenin içinde hikâye:

To start doing antiracism work within corporate America.

ırkçılık karşıtı çalışma yapmaya başlamaları için destekliyorum.

But there are others hiding within the ice.

Fakat buzun içinde saklanan başkaları da var.

within minutes, while the rest fled soon after.

dakikalar içinde imha edilirken, diğerleri hızla kaçtı.

You should try to live within your means.

Ayaklarını yorganına göre uzatmalısın.

Each house is within shouting distance of another.

Her ev diğerine bağırma mesafesindedir.

The report was sent within the same day.

Rapor aynı gün içinde gönderildi.

He can run 100 meters within twelve seconds.

- 100 metreyi on iki saniyede koşabilir.
- On iki saniyede 100 metre koşabilir.

You should try to live within your income.

Gelirine göre yaşamaya çalışmalısın.