Translation of "Priority" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Priority" in a sentence and their turkish translations:

- That isn't a priority.
- That's not a priority.

O bir öncelik değil.

- That isn't a priority.
- This isn't a priority.

Bu bir öncelik değil.

That's our priority.

O bizim önceliğimiz.

That's the priority.

Bu önceliktir.

- It's not a high priority.
- It isn't a high priority.

Bu yüksek bir öncelik değil.

Priority number one, fire.

Birinci önceliğimiz, ateş.

This takes top priority.

Şimdiki öncelik bu.

Safety remains our priority.

Güvenlik, önceliğimiz olmaya devam etmektedir.

Freshness is our top priority.

Tazelik bizim önceliğimizdir.

That's clearly not a priority.

O açıkça bir öncelik değil

Pain management is the priority.

Ağrı yönetimi önceliktir.

Tell them it's a priority.

Onlara bunun bir öncelik olduğunu söyle.

Tell him it's a priority.

Ona bunun bir öncelik olduğunu söyle.

Tell her it's a priority.

Ona bunun bir öncelik olduğunu söyle.

Tell Tom it's a priority.

Tom'a bunun bir öncelik olduğunu söyle.

That's the number one priority.

O bir numaralı öncelik.

That's our number one priority.

O bizim bir numaralı önceliğimiz.

Storage space isn't a priority.

Depolama alanı bir öncelik değil.

What's the real priority here?

Buradaki asıl öncelik nedir?

That'll be your top priority.

O senin en büyük önceliğin olacak.

This is my first priority.

Bu benim ilk önceliğim.

Pedestrians have priority at crosswalks.

Yayaların yaya geçidinde öncelikleri vardır.

- We have given your order highest priority.
- We've given your order highest priority.

Siparişinize en büyük önceliği verdik.

Furniture is the priority right now.

Şu anda öncelikli ihtiyacımız mobilyalar.

That's not exactly a top priority.

O tam bir ileri öncelik değil.

It's a priority, not a preference.

Bu bir tercih değil, önceliktir.

Safety is our number one priority.

Güvenlik, bir numaralı önceliğimiz.

Fire engines have priority over other vehicles.

İtfaiye arabalarının diğer araçlara göre önceliği vardır.

That is my priority at the moment.

Şu anda benim önceliğim bu.

Customer satisfaction is our number one priority.

- Müşteri memnuniyeti bizim bir numaralı önceliğimizdir.
- Müşteri memnuniyeti bizim önceliğimizdir.

The new album has a higher priority.

Yeni albüm daha yüksek bir önceliğe sahip.

This duty has priority over all others.

Bu görev bütün diğerlerinin üzerinde bir önceliğe sahiptir.

I fully understood the one priority for me

eğer Sierra Leone Cumhuriyeti'nin cumhurbaşkanı olarak seçilseydim,

I think safety should be a top priority.

Bence güvenlik en ileri öncelik olmalıdır.

Being less urgent, this plan is lower in priority.

Plan öncelik ve aciliyeti düşürmektedir.

Spending time with your family should be your priority.

Ailenle zaman geçirmek senin önceliğin olmalı.

Our company's first priority is meeting our customers' needs.

Şirketimizin ilk önceliği, müşterilerimizin ihtiyaçlarını karşılamaktır.

Being something special seems to be Britain's first priority.

Özel bir şey olmak İngiltere'nin ilk önceliği gibi görünüyor.

It's probably smart in the desert. Number one priority: stay hydrated.

Muhtemelen çölde bunu yapmak akıllıcadır. Birinci öncelik: Suyunuzu ihmal etmeyin.

Zayed declared that the country's priority is education. So that the country can

, ilk günden itibaren ülkenin önceliğinin eğitim olduğunu açıkladı

Not being able to decide what the priority should be is the biggest problem.

Önceliğin ne olması gerektiğine karar verememek en büyük sorundur.

He made it his first priority to ensure his own men were properly paid and fed – something

. Kendi adamlarına düzgün bir şekilde ödeme yapılmasını ve beslenmesini sağlamak için ilk önceliği yaptı