Translation of "Marrying" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "Marrying" in a sentence and their turkish translations:

I'm not marrying you.

Seninle evlenmiyorum.

She's not the marrying type.

O, evlenecek tip değil.

He persisted in marrying her.

O onunla evlenmekte inat etti.

She decided on marrying Tom.

O, Tom'la evlenmeye karar verdi.

Would you consider marrying me?

Benimle evlenmeyi düşünür müsünüz?

I've never regretted marrying you.

Seninle evlendiğime asla pişman olmadım.

Tom isn't the marrying type.

Tom evlenilecek tip değil.

Do you regret marrying me?

Benimle evlendiğine pişman oluyor musun?

I regret not marrying her.

Onunla evlenmediğime pişmanım.

I'm marrying my best friend.

En iyi arkadaşımla evleniyorum.

Sami is marrying Layla tomorrow.

Sami yarın Leyla ile evleniyor.

Marrying a model again in 2005

2005 yılında yine bir model ile evleniyor

Would you think about marrying me?

Benimle evlenmeyi düşünür müsün?

I could see you marrying him.

Onunla evlendiğini anlayabiliyorum.

He thought better of marrying her.

O onunla evlenmemeye karar verdi.

I talked her into marrying him.

Onu onunla evlenmeye ikna ettim.

Nothing can prevent her from marrying him.

Onun onunla evlenmesini hiçbir şey engelleyemez.

My parents approved of my marrying Mary.

Annem ve babam benim Mary ile evlenmemi onayladı.

Never have I dreamed of marrying you.

Sizin evleneceğinizi asla hayal edemezdim.

Is she marrying him for his money?

O onunla parası için mi evleniyor?

Are you marrying him for his money?

Parası için mi onunla evleniyorsun?

Mary used to dream about marrying Tom.

Mary, Tom'la evlenmeyi hayal ederdi.

Tom ended up marrying Mary after all.

Tom sonunda Mary ile evlenmekten vazgeçti.

Tom has no intention of marrying anybody.

Tom'un kimseyle evlenmek için hiçbir niyeti yok.

Fadil has no intentions of marrying Layla.

Fadıl'ın Leyla'yla evlenme niyeti yok.

Tom has no intention of marrying Mary.

Tom'un Mary ile evlenmek gibi bir niyeti yok.

Tom had no intention of marrying Mary.

Tom'un Mary ile evlenmek gibi bir niyeti yoktu.

This time his stop is marrying an actress

bu sefer ki durağı bir aktrist le evleniyor

He argued his daughter out of marrying Tom.

O, Tom'la evlendiği için kızıyla tartıştı.

Tom talked his daughter out of marrying John.

Tom John'la evlenmekten vazgeçirmek için kızıyla konuştu.

Oshtylech is marrying on the day after tomorrow.

Oshtylech öbür gün evleniyor.

She is the woman I will be marrying.

- O, evleneceğim kadındır.
- O, evleniyor olacağım kadın.

And ended up marrying the man of her choice.

ve kendi seçtiği adamla evlenmişti.

I was a fool for marrying someone like her.

Onun gibi biriyle evlenmekle aptallık yaptım.

The man whom she is marrying is an astronaut.

Onun evlendiği adam bir astronot.

I've finally found a recipe for happiness: marrying Layla.

Sonunda mutluluk için bir tarif buldum: Leyla'yla evlenmek.

- Tom told me that he has no intention of marrying you.
- Tom told me he has no intention of marrying you.

Tom bana seninle evlenmeye niyeti olmadığını söyledi.

Mariko's parents are strongly opposed to her marrying an American.

Mariko'nun anne babası, onun bir Amerikalı ile evlenmesine kuvvetle karşılar.

It's clear that he has no intention of marrying you.

Onun seninle evlenmeye niyeti olmadığı açık.

It's clear that Tom has no intention of marrying you.

Tom'un seninle evlenmek gibi bir niyeti olmadığı aşikar.

My parents are opposed to my sister marrying a foreigner.

Ebeveynlerim kız kardeşimin bir yabancıyla evlenmesine karşı.

Tom was unable to talk Mary out of marrying John.

Tom John'un evliliğinden dolayı Mary ile konuşamadı.

Tom wasn't able to talk Mary out of marrying John.

Tom Mary'yi John'la evlenmekten caydıramadı.

Would you consider marrying someone who hasn't graduated from high school?

Liseden mezun olmamış biriyle evlenmeyi düşünür müsün?

Good job on raising three good kids and marrying the right woman.

Üç güzel çocuk yetiştirip doğru kadınla evlenmekle iyi iş başardın.

She was unable to completely give up her hope of marrying him.

O onunla evlenme umudundan tamamen vazgeçemedi.

Some people only get married to prevent their wives from marrying somebody else.

Bazı insanlar karılarının başka biriyle evlenmesini önlemek için evlenirler.

He was unable to completely give up on his hopes of marrying her.

O, onunla evlenme ümitlerinden tamamen vazgeçemedi.

- He argued his daughter out of marrying Tom.
- He convinced his daughter to not marry Tom.
- He convinced his daughter not to marry Tom.
- He talked his daughter out of marrying Tom.

O, kızını Tom'la evlenmemeye ikna etti.