Translation of "Ideal" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Ideal" in a sentence and their turkish translations:

- It's not ideal.
- It isn't ideal.

Bu ideal değil.

That was ideal.

O idealdi.

That's the ideal.

Bu ideal.

Everything seems ideal.

Her şey ideal görünüyor.

The weather was ideal.

Hava ideal idi.

Describe your ideal breakfast.

İdeal kahvaltını tarif et.

That would be ideal.

Bu ideal olur.

These aren't ideal conditions.

Bunlar ideal koşullar değil.

Neither approach is ideal.

Hiçbir yaklaşım ideal değil.

It's ideal for us.

Bizim için idealdir.

Describe your ideal man.

İdeal erkeğini tarif et.

Describe your ideal woman.

İdeal kadınını tarif et.

Parks are ideal for writing.

Parklar yazma için idealdir.

The center is an ideal.

Merkez bir idealdir.

Tom is my ideal man.

Tom benim ideal adamım.

What is your ideal job?

İdeal işiniz nedir?

What is your ideal man?

İdeal erkeğin nasıl?

What is your ideal woman?

İdeal kadının nasıl?

It's ideal weather for a picnic.

Bu piknik için ideal hava.

He wants to embody his ideal.

Amacını gerçekleştirmek istiyor.

This island has an ideal climate.

Bu adanın kusursuz bir iklimi var.

This land is ideal for farming.

Bu toprak tarım için ideal.

A young pup is an ideal victim.

Ufak bir yavru ideal bir kurbandır.

The new method was anything but ideal.

Yeni metot ideal olmanın dışında bir şeydi.

He proved to be an ideal husband.

İdeal bir koca olduğunu ispat etti.

This is also ideal as a gift.

Bu da bir hediye olarak idealdir.

What's the ideal age for a girl?

Bir kız için ideal yaş nedir?

He is an ideal husband for me.

O, benim için ideal bir kocadır.

This site is ideal for our house.

Bu yer bizim ev için idealdir.

It was an ideal day for walking.

Yürümek için ideal bir gündü.

How would you describe your ideal man?

İdeal erkeğini nasıl tarif ederdin?

- It's not ideal, but it's the least unsatisfactory solution.
- It isn't ideal, but it's the least unsatisfactory solution.

Bu ideal değil, fakat en az tatmin edici olmayan çözüm.

Maybe my experience with the WWE wasn't ideal.

Belki de WWE tecrübem ideal değildi.

A light raincoat is ideal for the trip.

Hafif bir yağmurluk, yolculuk için idealdir.

What is the ideal age to get married?

Evlenmek için ideal yaş nedir?

Layla thought Fadil would be an ideal employer.

Leyla, Fadıl'ın ideal bir işveren olacağını düşündü.

A warm, sunny day is ideal for a picnic.

Ilık, güneşli bir gün piknik için idealdir.

The climate in the south of France is ideal.

Fransa'nın güneyindeki iklim ideal.

My ideal woman is shapely, intelligent and a polyglot.

Benim ideal kadınım, düzgün, akıllı ve çok dillidir.

He's making it clear that he's an ideal husband.

O, mükemmel bir koca olduğunu açıklığa kavuşturuyor.

It is not ideal, but we will make do.

İdeal değil ama var olanla yetineceğiz.

The beach is an ideal place for children to play.

Sahil, çocukların oynaması için ideal bir yerdir.

Rises in temperature create the ideal conditions for catching colds.

Sıcaklık artışları soğuk algınlığına yakalanmak için ideal koşulları yaratır.

An exhibitionist would be the ideal partner for a voyeur.

Bir teşhirci bir sapık için ideal bir ortak olurdu.

The seaside is an ideal spot for the children to play.

Deniz kenarı, çocukların oynamaları için ideal bir noktadır.

The horse is very docile and is ideal for beginner riders.

At çok uysaldır ve yeni başlayanlar için idealdir.

The beach is the ideal place to play for the children.

Plaj çocukların oynaması için ideal bir yerdir.

They lack an ideal, a reason to get up in the morning.

Onların bir ideali sabahları kalkmak için bir sebepleri yok.

Where the ideal image for black girls is light-skinned with long hair.

uzun saçlı, açık tenli olmak olduğu Detroit'te büyüdüm.

The ideal woman for me would be well-mannered, intelligent and a polyglot.

Benim için ideal kadın, iyi huylu, akıllı ve birçok dilli olacaktır.

Jaguars have excellent night vision. So it's the ideal time to learn how to hunt.

Jaguarların gece görüşü harikadır. Yani gece, avlanmayı öğrenmek için ideal bir zamandır.

Cool under fire and a brilliant tactician,  he was the ideal corps commander in battle.  

Cool under fire and a brilliant tactician, he was the ideal corps commander in battle.

Tatoeba users can be divided into four ideal-typical groups: readers, authors, translators and proofreaders.

Tatoeba kullanıcıları dört İdeal tipik gruba ayrılabilir: okuyucular, yazarlar, çevirmenler ve düzeltmenler.

The flat plain, free of any obstacles seems an ideal battleground for their style of warfare.

Düz arazi, herhangi bir engelden yoksun olan zemin savaş tekniklerine oldukça uygun gözüküyor.

As you can imagine, this is not the ideal situation to create companies or attract foreign

Hayal edebileceğiniz gibi, bu şirket kurmak için ve yabancı yatırım getirmek için

So much prey makes this an ideal training ground for a young jaguar learning to fend for himself.

Bu kadar çok av olması burayı ideal bir eğitim alanı yapar. Kendi başının çaresine bakmayı öğrenen bir jaguar için mesela.

Yesterday it was neither too warm nor too cold. It was an ideal day for taking a walk.

Dün ne çok sıcaktı ne de çok soğuktu. Yürüyüş yapmak için ideal bir gündü.

We are haunted by an ideal life, and it is because we have within us the beginning and the possibility for it.

İdeal bir hayatın peşindeyiz, bunun sebebi içimizde onun için başlangıç ve olasılığa sahip olmamızdır.