Translation of "Slide" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Slide" in a sentence and their turkish translations:

Slide to unlock.

Kilidi açmak için kaydırın.

Tom slid down the slide.

Tom kaydırağı aşağıya doğru kaydırdı.

Most would ultimately slide into ruin…

Çoğu nihayetinde harabeye dönüşecekti.

Alice slid down the long slide.

Alice uzun yoldan kaydı.

Tom slid down the water slide.

Tom su kaydırağını aşağı kaydırdı.

Would you please slide the van door open?

Lütfen kamyonet kapısını kaydırarak açar mısın?

I fear the problem won't slide or slip.

Korkarım problem pek gelip geçici değil.

Well, as you can see from the slide behind,

Slaytta gördüğünüz gibi, işitme engelli bebeklerin

Now we're going to slide down a little further.

Şimdi daha derinlere gideceğiz.

So, this is the first and the last slide

İşte bu slayt, son 15 yıldaki,

You're too young to know what a slide rule is.

Sürgülü hesap cetvelinin ne olduğunu bilmek için çok gençsin.

I designed a slide system that would hook into my left hook,

sol kancam için bir kayış sistemi tasarladım.

The next slide isn't coming up, but I'll tell you what it says.

Bir sonraki slayt görünmüyor ama yine de ne yazdığını söyleyeyim.

In our park, we have a nice slide for children to play on.

Bizim parkta çocukların oynaması için güzel bir kaydırağımız var.

Each door has a detachable slide that can be used as a raft.

Her kapının sal olarak kullanılabilecek çıkarılabilir bir slaytı vardır.

Sledding is very easy. All you have to do is sit down tight and let it slide.

Kızakla taşımak çok kolaydır. Yapman gereken tek şey sıkı oturmak ve onu kaydırmaktır.

So if she wants to show a slide she shows it if she wants to show a photo she shows it

yani bir slayt göstermek istiyorsa onu gösteriyor bir fotoğraf göstermek istiyorsa onu gösteriyor

If you whip the steering wheel around like that on a snowy road, the car is going to go into a slide.

Karlı bir yolda direksiyonu o şekilde çevirirsen, kayarsın.

- Let it go.
- Go with the flow.
- Let it flow.
- Let it slide.
- Just lay back and watch it like a play.

- Sürüden ayrılma.
- İşi oluruna bırak.