Examples of using "Slide" in a sentence and their turkish translations:
Kilidi açmak için kaydırın.
Tom kaydırağı aşağıya doğru kaydırdı.
Çoğu nihayetinde harabeye dönüşecekti.
Alice uzun yoldan kaydı.
Tom su kaydırağını aşağı kaydırdı.
Lütfen kamyonet kapısını kaydırarak açar mısın?
Korkarım problem pek gelip geçici değil.
Slaytta gördüğünüz gibi, işitme engelli bebeklerin
Şimdi daha derinlere gideceğiz.
İşte bu slayt, son 15 yıldaki,
Sürgülü hesap cetvelinin ne olduğunu bilmek için çok gençsin.
sol kancam için bir kayış sistemi tasarladım.
Bir sonraki slayt görünmüyor ama yine de ne yazdığını söyleyeyim.
Bizim parkta çocukların oynaması için güzel bir kaydırağımız var.
Her kapının sal olarak kullanılabilecek çıkarılabilir bir slaytı vardır.
Kızakla taşımak çok kolaydır. Yapman gereken tek şey sıkı oturmak ve onu kaydırmaktır.
yani bir slayt göstermek istiyorsa onu gösteriyor bir fotoğraf göstermek istiyorsa onu gösteriyor
Karlı bir yolda direksiyonu o şekilde çevirirsen, kayarsın.
- Sürüden ayrılma.
- İşi oluruna bırak.