Translation of "Exact" in Turkish

Exact change, please.

Tam değişim, lütfen.

- Those were his exact words.
- Those were her exact words.

Bunlar onun tam sözleriydi.

This exact same place.

Bu tam olarak aynı yer.

That's an exact measurement.

O bir tam ölçüm.

That's the exact amount.

O kesin bir miktar.

It isn't totally exact.

- O tamamen kesin değildir.
- Bu tamamen doğru değil.

I'm arguing the exact opposite.

Ben tam tersini savunuyorum.

Two years, to be exact --

tam tamına iki yıl --

Let's spread the exact information

Kesin bilgi yayalım

What is the exact time?

Tam olarak saat kaç?

I repeated his exact statement.

Onun bahsettiği her şeye güveniyorum.

The exact date is 1742.

Kesin tarih 1742.

I must exact my revenge!

İntikamımı almalıyım!

Were those Tom's exact words?

Bunlar Tom'un kesin sözleri miydi?

The exact cause is unknown.

Kesin neden bilinmiyor.

Let's do the exact opposite.

Tam zıddını yapalım.

The exact opposite is true.

Tam tersi doğru.

The exact location wasn't disclosed.

Tam yeri açıklanmadı.

What were Tom's exact words?

Tom'un tüm sözleri neydi?

I can't recall the exact words.

Tam kelimeleri hatırlayamıyorum.

The exact time is three now.

Saat şimdi tam 3'tür.

I had the exact same feeling.

Ben tam olarak aynı duyguya sahiptim.

Tom has this exact same coat.

Tom bu tam aynı cekete sahip.

They have the exact same face.

Onlar tam aynı yüze sahipler.

The measurement has to be exact.

Ölçüm tam olmalıdır.

I didn't know the exact procedure.

Tam prosedürü bilmiyordum.

Please give me the exact address.

Lütfen bana tam adres ver.

I don't remember the exact date.

Kesin tarihi hatırlamıyorum.

Do you know the exact date?

Tam tarihi biliyor musun?

I don't know the exact date.

Tam tarihi bilmiyorum.

I don't remember Tom's exact words.

Tom'un kesin sözlerini hatırlamıyorum.

Please tell me the exact time.

Lütfen bana tam saati söyleyin.

And we do the exact same thing.

Bizim yaptığımız da tam olarak bu.

The exact same thing happened to me.

Tam aynı şey bana da oldu.

I was thinking the exact same thing.

Tamamen aynı şeyi düşünüyordum.

Tom had taught me the exact opposite.

Tom bana tam tersini öğretmişti.

The exact same thing happened to Tom.

Tam aynı şey Tom'a oldu.

Even science is not an exact science.

Hatta bilim kesin bir bilim değildir.

I'd like to know the exact time.

Ben tam saati bilmek istiyorum.

I'm not sure of the exact date.

Kesin tarihten emin değilim.

The exact temperature is 22.68 degrees Celsius.

Tam sıcaklık 22,68 santigrat derecedir.

Does someone have the exact time, please?

Tam saati nedir, lütfen?

I would do the same exact thing.

Ben de aynısını yapardım.

I can't give you the exact numbers.

Sana kesin sayıları veremem.

I would choose the exact same thing.

Ben de tamı tamına aynısını seçerdim.

Sami is the exact opposite of Layla.

Sami, Leyla'nın tam zıddıdır.

No, I don't know an exact number.

Yok, net bir rakam bilmiyorum.

- I don't know the exact place I was born.
- I don't know the exact place that I was born.
- I don't know the exact place where I was born.

Tam olarak doğduğum yeri bilmiyorum.

Should be approached in the exact same way.

aynı yolun izlenmesi gerektiğine inanıyorum.

I know the exact time when that happened.

Onun olduğu tam zamanı biliyorum.

What is the exact meaning of this word?

Bu kelimenin tam anlamı nedir?

The exact date of Jesus' birth is unknown.

İsa'nın doğum tarihi kesin olarak bilinmemektedir.

Tom did the exact same thing Mary did.

Tom, Mary'nin yaptığıyla tamamen aynı şeyi yaptı.

I have the exact same opinion as her.

Onunla tam olarak aynı görüşe sahibim.

This is an exact copy of the original.

Bu, orijinalin tam bir kopyası.

Could you tell me the exact time, please?

Bana tam saati söyleyebilir miydiniz, lütfen?

Can you tell me the exact time, please?

Bana tam saati söyleyebilir misiniz, lütfen?

I wrote a book about this exact topic.

Bu kesin konu hakkında bir kitap yazdım.

- What's your precise location.
- What's your exact location?

Kesin konumun nedir?

I feel the exact same way about Tom.

Ben Tom hakkında bire bir aynı hissediyorum.

The Quran is the exact word of God.

Kur'an Allah sözüdür.

- I do not understand the exact meaning of this sentence.
- I don't understand the exact meaning of this sentence.

Bu cümlenin tam anlamını anlamıyorum.

The same exact people who were given up on

Daha önce kendilerinden vazgeçilen kişiler

Can you give an exact report of what happened?

Ne olduğu hakkında tam bir rapor verebilir misin?

I need to know the exact date and time.

Kesin tarihi ve zamanı bilmem gerekiyor.

Can you explain the exact meaning of this word?

Bu kelimenin tam anlamını açıklayabilir misin?

I don't know the exact length of this bridge.

Bu köprünün tam uzunluğunu bilmiyorum.

I don't know the exact place I was born.

Tam olarak doğduğum yeri bilmiyorum.

I need exact figures, not hand-waving and guesses.

Bana net rakamlar lazım, tahmin ve afaki laflar değil.

I'd like to know the exact exchange rate for yen.

Yen için tam döviz kurunu bilmek istiyorum.

Life is not an exact science, it is an art.

Hayat mutlak bilim değil, bir sanattır.

The exact same thing happened to one of my friends.

Arkadaşlarımdan birine tam aynı şey oldu.

I can't get at the exact meaning of the sentence.

Ben cümlenin tam anlamını ima edemiyorum.

Tell me the exact time when the next train will arrive.

Bana tam olarak bir sonraki trenin ne zaman geleceğini söyle.

Mathematics is the foundation of all exact knowledge of natural phenomena.

Matematik doğal olaylar hakkındaki bütün bilginin temelidir.

The exact same thing happened to my friend a week later!

Bir hafta sonra aynı şey arkadaşıma oldu.

Will you please explain to me the exact meaning of the word?

Lütfen bana kelimenin tam anlamını açıklar mısın?

I forgot what the exact price was, but it was about 170 dollars.

Tam fiyatın ne olduğunu unuttum fakat 170 dolar civarındaydı.

You need to have exact change to pay the toll of the expressway.

Otoban geçiş ücretini ödemen için tam değişime sahip olmalısın.

Capitalism is the exploitation of man by man. Communism is the exact opposite.

Kapitalizm insanın insan tarafından sömürülmesidir. Komünizm tam tersidir.

I repeated what he said, in the exact same way he said it.

Ben onun dediği şeyi onun söylediği aynı şekilde tekrarladım.

She repeated the exact same words that I had said to her the day before.

O, evvelsi gün ona söylediğim aynı sözleri tekrarladı.

- Give me a definite answer.
- Give me a precise answer.
- Give me an exact answer.

Bana kesin bir cevap ver.

Tom and Mary have about 20 children, but they're not quite sure of the exact number.

Tom ve Mary'nin yaklaşık 20 tane çocukları var, yani onlar kesin sayısı konusunda tam olarak emin değiller.

Where a painting's general sense seems clear, moreover, the exact decoding of its content remains in doubt.

Bir resmin genel anlamı açık görünse de, buna rağmen, onun içeriğinin tam çözümü şüpheli kalır.

It was designed so that a line drawn between two points on the map would provide the exact

Haritadaki iki nokta arasında çizilen bir çizginin, bu noktalar arasında gezinmek için

The sentence is capable of two interpretations, of which the first is the exact opposite of the other.

Cümleyi birbiriyle zıt iki farklı biçimde çevirmek mümkün.

The exact origin of the phrase 'Seven Seas' is uncertain, although there are references in ancient literature that date back thousands of years.

Binlerce yıl öncesine dayanan eski literatürde referanslar bulunmasına rağmen 'Yedi Deniz' ifadesinin kesin kökeni belirsizdir.