Translation of "Eternity" in Turkish

0.030 sec.

Examples of using "Eternity" in a sentence and their turkish translations:

Eternity is a long time.

Sonsuzluk, uzun bir zamandır.

Eternity exists. It exists here...

Sonsuzluk vardır. Burada var...

Eternity is a really long time.

Ebedilik gerçekten çok uzun bir zaman.

Time is the sin of eternity.

Zaman sonsuzluğun günahıdır.

Beginners for eternity, stay on the sidelines.

Sonsuzluk için başlayanlar, kenarda kalırlar.

Time is a certain fraction of eternity.

Zaman sonsuzluğun bir parçasıdır.

I was kept waiting for an eternity.

Çok uzun süre bekletildim.

Live in the moment, live for eternity!

Şu anda yaşa, sonsuza kadar yaşa!

It seemed like an eternity to me.

Bana sonsuzluk gibi geldi.

For experience and learning, eternity is not enough.

Tecrübe ve öğrenme için sonsuzluk yeterli değildir.

We work for eternity, not for the moment.

Biz ahiret için çalışırız, şu an için değil.

And mediating between the blue ocean and black eternity,

ve mavi okyanus ve siyah sonsuzluk arasında bulunur,

The two lovers swore to love each other for eternity.

İki aşık, birbirlerini sonsuza kadar sevmeye and içtiler.

Let us print the image of eternity on our life.

Sonsuzluğun imajını hayatımız üzerine basalım.

Would you like to live the life you live now for eternity?

Şimdi yaşadığın hayatı sonsuza dek yaşamak ister misin?

- Wisdom is a treasure for tens of generations.
- Wisdom is a treasure for eternity.

Bilgelik sonsuz bir hazinedir.

There will always be things I will never learn, I don't have eternity before me!

Her zaman asla öğrenemeyeceğim şeyler olacaktır, benim önümde sonsuzluğum yok.

Tom bought an eternity ring for Mary, as a token of his undying love for her.

Tom ona duyduğu ölümsüz aşkın bir simgesi olarak Mary'ye bir sonsuzluk yüzüğü satın aldı.

I've crossed the seas of eternity to understand that the notion of time is nothing but an illusion.

Zaman kavramının sadece bir yanılsamadan ibaret olduğunu anlamak için sonsuzluk denizlerini geçtim.

Never knew before what eternity was made for. It is to give some of us a chance to learn German.

Şimdiye kadar ebediyetin ne için var olduğunu bilmezdim. Aramızdan bazılarının Almanca öğrenmesine bir şans vermek içinmiş.

If there's something more terrifying in the world than eternity, then it's probably the current progress of my diploma thesis.

Dünyada sonsuzluktan daha korkunç bir şey varsa, o zaman bu muhtemelen benim diploma tezinin geçerli ilerlemesidir.