Examples of using "Eternity" in a sentence and their turkish translations:
Sonsuzluk, uzun bir zamandır.
Sonsuzluk vardır. Burada var...
Ebedilik gerçekten çok uzun bir zaman.
Zaman sonsuzluğun günahıdır.
Sonsuzluk için başlayanlar, kenarda kalırlar.
Zaman sonsuzluğun bir parçasıdır.
Çok uzun süre bekletildim.
Şu anda yaşa, sonsuza kadar yaşa!
Bana sonsuzluk gibi geldi.
Tecrübe ve öğrenme için sonsuzluk yeterli değildir.
Biz ahiret için çalışırız, şu an için değil.
ve mavi okyanus ve siyah sonsuzluk arasında bulunur,
İki aşık, birbirlerini sonsuza kadar sevmeye and içtiler.
Sonsuzluğun imajını hayatımız üzerine basalım.
Şimdi yaşadığın hayatı sonsuza dek yaşamak ister misin?
Bilgelik sonsuz bir hazinedir.
Her zaman asla öğrenemeyeceğim şeyler olacaktır, benim önümde sonsuzluğum yok.
Tom ona duyduğu ölümsüz aşkın bir simgesi olarak Mary'ye bir sonsuzluk yüzüğü satın aldı.
Zaman kavramının sadece bir yanılsamadan ibaret olduğunu anlamak için sonsuzluk denizlerini geçtim.
Şimdiye kadar ebediyetin ne için var olduğunu bilmezdim. Aramızdan bazılarının Almanca öğrenmesine bir şans vermek içinmiş.
Dünyada sonsuzluktan daha korkunç bir şey varsa, o zaman bu muhtemelen benim diploma tezinin geçerli ilerlemesidir.