Translation of "Certain" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Certain" in a sentence and their turkish translations:

I'm certain.

Ben eminim.

We're certain.

Biz eminiz.

Are you certain about this? Absolutely certain?

Bu konuda emin misin? Kesinlikle emin misin?

No one's certain.

Kimse emin değil.

I'm fairly certain.

Oldukça eminim.

They're absolutely certain.

Onlar kesinlikle emin.

Death is certain.

Ölüm kesindir.

I was certain.

Emindim.

Tom wasn't certain.

Tom emin değildi.

Sami wasn't certain.

Sami emin değildi.

Death is certain, only the time is not certain.

Ölüm kesin, sadece zaman kesin değil.

- He is certain to succeed.
- He's certain to succeed.

Başarılı olması kesindir.

- I'm certain that that'll happen.
- I'm certain that'll happen.

Bunun olacağına eminim.

- No one knows for certain.
- Nobody knows for certain.

Kimse kesin olarak bilmiyor.

But about ensuring that certain people, certain communities are protected,

diğer toplumların haklarını ihlal etmeyi garanti eden ceza hukuku sistemi

- Tom didn't seem certain.
- Tom didn't seem to be certain.

Tom emin görünmüyordu.

Their purpose is certain

amaçları ise belli

I'm certain of that.

Ben bundan eminim.

- I'm certain.
- I'm confident.

- Eminim.
- Ben eminim.

I can't be certain.

Emin olamıyorum.

I have certain standards.

Benim belli standartlarım var.

You seem pretty certain.

Oldukça emin görünüyorsun.

I'm still not certain.

Ben hâlâ emin değilim.

I have certain rights.

Belirli haklarım var.

I was so certain.

Çok emindim.

Are you absolutely certain?

Kesinlikle emin misiniz?

Tom was so certain.

Tom çok emindi.

Certain restrictions may apply.

Bazı kısıtlamalar uygulanabilir.

You didn't seem certain.

Sen emin görünmüyordun.

These facts are certain.

Bu gerçekler kesin.

Sami misspelt certain words.

Sami bazı kelimeleri yanlış yazdı.

Certain questions remained unanswered.

Bazı sorular yanıtsız kaldı.

- I'm certain that you saw Tom.
- I'm certain you saw Tom.

Tom'u gördüğüne eminim.

- I am not certain about that.
- I'm not certain about that.

Onun hakkında emin değilim.

- I am almost certain about that.
- I'm almost certain about that.

Bu konuda neredeyse eminim.

- I was certain that you'd come.
- I was certain you'd come.

Geleceğinden emindim.

- I'm certain of your success.
- I am certain of your success.

Başarından eminim.

- I'm certain that we'll do it.
- I'm certain we'll do it.

Onu yapacağımızdan eminim.

- I'm certain that Tom will cry.
- I'm certain Tom will cry.

- Tom'un ağlayacağından eminim.
- Eminim Tom ağlar.

- I'm certain that Tom has finished.
- I'm certain Tom has finished.

Tom'un bitirdiğinden eminim.

- Tom isn't sure yet.
- Tom isn't yet certain.
- Tom isn't certain yet.

Tom henüz emin değil.

Operation prepared by certain people

belli kişilerce hazırlanan operasyon

Lucy is certain to come.

Lucy kesin gelecek.

Are you certain about that?

Bunun hakkında emin misin?

I'm certain that he'll come.

Onun geleceğinden eminim.

Are you certain about this?

Bundan emin misin?

I'm certain I saw Tom.

Tom'u gördüğüme eminim.

You've got to be certain.

Emin olmak zorundasın.

I have to make certain.

- Emin olmalıyım.
- Emin olmak zorundayım.

I made certain of that.

Onu garantiye aldım.

I'm not certain about anything.

Herhangi bir şey hakkında emin değilim.

I'm absolutely certain of it.

Bu konuda yüzde yüz eminim.

I feel certain of it.

- Ben o konuda kendimi emin hissediyorum.
- Kendimi bundan emin hissediyorum.

Why are you so certain?

Neden bu kadar eminsin?

Certain values make people American.

Bazı değerler insanları Amerikalı yapar.

I'm reasonably certain of it.

Ben bundan oldukça eminim.

That requires a certain courage.

Bunu yapmak ciddi cesaret gerektirir.

It was far from certain.

Kesin olmaktan uzaktı.

We don't know for certain.

Kesinlikle bilmiyoruz.

I couldn't be more certain.

Daha kesin olamadım.

We must know for certain.

Biz kesin olarak bilmeliyiz.

Are you certain of that?

Ondan emin misin?

He is certain to come.

O kesin gelecek.

I'm certain, I saw him.

Eminim, onu gördüm.

We're quite certain of that.

Biz ondan oldukça eminiz.

I'm pretty certain of that.

Ben bundan oldukça eminim.

Tom is certain to succeed.

Tom'un başarıya ulaşacağı kesin.

Certain injuries can't be avoided.

Bazı yaralanmalar önlenemez.

Tom looks like he's certain.

Tom emin gibi görünüyor.

Tom is certain to win.

Tom'un kazanacağı kesin.

- I am sure.
- I'm certain.

Eminim.

That's almost certain to happen.

Bunun olacağı kesin gibi.

- I'm fairly certain that Tom is innocent.
- I'm fairly certain Tom is innocent.

Tom'un masum olduğundan oldukça eminim.

- I'm absolutely certain that Tom is wrong.
- I'm absolutely certain Tom is wrong.

Tom'un hatalı olduğundan kesinlikle eminim.

- I'm fairly certain that we're being watched.
- I'm fairly certain we're being watched.

İzlendiğimizden oldukça eminim.

- I'm quite certain that's the truth.
- I'm quite certain that that's the truth.

Bunun gerçek olduğundan oldukça eminim.

- I'm not certain Tom likes that.
- I'm not certain that Tom likes that.

Tom'un onu sevdiğinden emin değilim.

- I'm certain that your intentions are honorable.
- I'm certain your intentions are honorable.

Niyetlerinizin güvenilir olduğuna eminim.

- I'm pretty certain that won't happen.
- I'm pretty certain that that won't happen.

Ben onun olmayacağından oldukça eminim.

- I'm not certain that I trust Tom.
- I'm not certain I trust Tom.

Ben Tom'a güvendiğimden emin değilim.

- Are you certain Tom did that?
- Are you certain that Tom did that?

Onu Tom'un yaptığından emin misin?

- I'm certain that Tom will do that.
- I'm certain Tom will do that.

Tom'un bunu yapacağından eminim.

- I'm almost certain that Tom will win.
- I'm almost certain Tom will win.

Tom'un kazanacağından neredeyse eminim.

- Are you certain that Tom can swim?
- Are you certain Tom can swim?

Tom'un yüzebileceğinden emin misin?

- I'm fairly certain that didn't happen.
- I'm fairly certain that that didn't happen.

Bunun olmadığından oldukça eminim.

- I'm fairly certain that won't happen.
- I'm fairly certain that that won't happen.

Bunun olmayacağından oldukça eminim.

- I'm certain that Tom will pass the exam.
- I'm certain Tom will pass the examination.
- I'm certain Tom will pass the exam.
- I'm certain that Tom will pass the examination.

Tom'un sınavı geçeceğinden eminim.

- He is threatened by a certain gangster.
- He's being threatened by a certain gangster.

Belirli bir gangster tarafından tehdit ediliyordu.

When certain cognitive vulnerabilities are exploited,

kötüye kullanıldığında bir insanın yanlış yönlendirilebilmesi.

And maybe, to a certain extent,

Ve belki, belli noktaya kadar

But they carry a certain risk.

Ancak bazı riskler vardır.

And granted, I have certain advantages --

Ayrıca belli başlı avantajları var --

It is by no means certain.

O hiçbir şekilde kesin değil.

Are you quite certain about it?

Onun hakkında oldukça emin misiniz?

She is certain to turn up.

Kesin gelir.

That he is alive is certain.

Onun hayatta olduğu kesin.

That he will succeed is certain.

Başaracağı kesin.