Examples of using "Differently" in a sentence and their turkish translations:
Herkes farklı şekilde çeker.
İnsanlar farklı öğrenirler.
Bu farklı işler.
Farklı şekilde tepki vermeliydim.
Tom bunu farklı olarak yapardı.
farklı davranabilirsiniz.
insanlar size farklı davranıyor.
Bilim adamları bunu farklı şekilde yorumluyor.
Herkes bunu farklı şekilde yapar.
Tom şeyleri farklı biçimde görüyor.
Tom, Mary'ye farklı biçimde davrandı.
- Kadınlar farklı muamele görür.
- Kadınlara farklı biçimde davranılır.
Analistler onu farklı görüyorlar.
Tom bunu farklı gördü.
Biz şeyleri farklı olarak görüyoruz.
Tom bunu farklı olarak yapar.
- Günümüz insanları daha değişik düşünüyor.
- Çağımız insanlarının düşünceleri daha farklı.
Sami'ye ayrı davranılıyordu.
Tom'un farklı hissettiğini düşünüyorum.
Farklı olarak ne yapardın?
Tom işleri farklı şekilde yapmalıydı.
yani ışığı farklı yansıtıyorlar.
Yani herkesin zamanı farklı işliyor
Şimdi işleri farklı olarak görüyorum.
Hayaller her zaman farklı olarak ortaya çıkıyor.
Ancak her şey farklı şekilde sonuçlandı.
Herkes acıyla farklı şekilde baş eder.
Farklı olarak bir şey yapıyor musun?
Bunun hakkında farklı olarak hissediyorum.
- Hayata şimdi daha farklı bakıyorum.
- Hayata artık daha farklı bakıyorum.
Bunu farklı olarak koyayım.
Farklı bir şey yapıyor musun?
Ben onu oldukça farklı biçimde görüyorum.
- Neyi farklı yapardın?
- Neyi farklı bir şekilde yapardın?
Sami durumu çok farklı görüyor.
- Tom bunu farklı biçimde yapacak.
- Tom bunu daha farklı yapacak.
Ben senden farklı düşünüyorum.
Gerçek bir arkadaş farklı davranırdı.
Keşke işler farklı şekilde olabilseydi.
Tom durumu daha farklı şekilde ele almalıydı.
Ben bunu farklı yapardım.
Farklı bir şey yapmam gerektiğini düşündüm.
Farklı bir şey yapmam gerektiğini biliyordum.
her şey çok farklı sonlanabilirdi.
aynı şeyleri farklı şekilde gördüm.
Erkekler intihar konusunda farklı düşünür müydü?
bunu anlatırsan belki bana farklı davranırlar."
Bizim işleri farklı olarak yapmamız gerekiyor.
Erkekler ve kadınlar farklı düşünür mü?
Keşke onu farklı yapsaydım.
Ben olaya daha farklı bakıyorum.
Keşke her şey farklı olsaydı.
Kadınlar erkeklerden farklı olarak değerlendirilir.
Onun hakkında oldukça farklı düşünüyorum.
Tom onu benden farklı yapar.
ama çocuklarımızı daha farklı yetiştirirsek,
İkinci kelime, oldukça farklı şekilde öğreniyoruz.
biraz daha farklı bir şekilde çerçevelendi.
O zaman farklı yaklaşmama izin verin.
Daha genç kuşak şeylere farklı şekilde bakar.
Senin yerinde olsam, farklı hareket ederim.
Yaşlandığımdan beri, olayları başka bir şekilde görüyorum.
Amerikalılar Japonlardan farklı bir şekilde cevap verirdi.
Bu oyun Avustralya'da farklı oynanır.
Tom bunu Mary'nin yaptığından daha farklı yapar.
Bir şeyi farklı yapacak olsan o ne olurdu?
Farklı bir şey yapmak zorunda olduğumu biliyordum.
İnsanlar yurt dışına çıktıklarında farklı davranır mı?
Erkekler ve kadınlar birçok kültürde farklı giyinirler.
İnsanlar bana bugün farklı davranıyorlar gibi görünüyor.
Ben farklı şeyler görüyorum.
Lisede, sözcüklere farklı şekilde bakmakta
Aragon Valisi olarak Mareşal Suchet davrandı çok farklı.
Bana farklı olarak davranmanı istemiyorum.
Ben şimdi hayata eskisinden daha farklı bakıyorum.
Ancak, ben farklı düşünenlerden biriyim.
Bazı kelimeler aynı şekilde telaffuz edilir, ancak farklı şekilde yazılırlar.
Bazı kelimeler farklı yazılırlar, ancak aynı şekilde telaffuz edilirler.
ve dünyayı biraz daha farklı görecek.
Otizme sahipseniz bazen biraz, bazen ise oldukça
Benden farklı düşünen insana aptal denir.
Daha öncekinden farklı şekilde tedavi edilmek istemiyorum.
Cümle doğru ama onu farklı bir biçimde ifade edebilirdim.
Allah tüm insanları eşit yarattı ama insanlar farklı olarak düşünüyor.
Bu mektubu daha önce almış olsaydım, farklı olarak davranırdım.
Ben burada olsaydım işlerin farklı gideceğini düşünüyor musun?
Biz zengin ya da fakir olup olmadığımıza göre, olayları farklı görürüz.
Yaşlandım ve bu yüzden işlere farklı olarak bakmaya başladım.
İnsanlar ayakta duruyorken ve oturuyorken tamamen farklı olarak düşünüyor.
Bunu farklı bir şekilde yapıyorum.
İngilizce kelimeler çoğu zaman yazıldıklarından çok daha farklı telaffuz edilirler.
Tom orada olmasaydı, toplantı çok farklı giderdi.
Bir insan zengin ya da fakir olup olmamasına göre işleri farklı görür.
Fakat her biriniz beyninizi farklı şekilde değiştireceksiniz.
Yağmur ormanında olayları farklı gören tek hayvan da o değil.
Bir kez daha anlatmak istiyorum Atatürk'ün hayatını ama bu kez farklı.