Translation of "Should've" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "Should've" in a sentence and their turkish translations:

- I should've told him.
- I should've told her.

Ona söylemeliydim.

- You should've kissed him.
- She should've kissed him.

Onu öpmeliydin.

- You should've kissed her.
- He should've kissed her.

Onu öpmeliydin.

- You should've called him.
- She should've called him.

Onu aramalıydın.

- That never should've happened.
- It never should've happened.
- It should never have happened.
- This never should've happened.
- This should've never happened.
- That should've never happened.

Bu asla olmamalıydı.

Tom should've called.

Tom aramalıydı.

I should've stayed.

Kalmalıydım.

I should've refused.

Geri çevirmem gerekirdi.

- Tom should've stayed at home.
- Tom should've stayed home.

Tom evde kalmalıydı.

- You should've left it alone.
- You should've left him alone.
- You should've left her alone.

Onu yalnız bırakmalıydın.

- You should've listened to him.
- You should've listened to her.

Onu dinlemeliydin.

- I should've told her sooner.
- I should've told her earlier.

Ona daha önce söylemeliydim.

- I should've listened to them.
- He should've listened to them.

Onları dinlemeliydim.

- I should've told him sooner.
- I should've told him earlier.

Ona daha önce söylemeliydim.

- I should've gone with him.
- I should've gone with her.

Onunla gitmeliydim.

- I should've seen it coming.
- I should've seen that coming.

Onun geldiğini görmeliydim.

And I should've known,

Şunu da bilmeliydim ki

You should've trusted me.

Bana güvenmeliydin.

I should've warned them.

Onları uyarmalıydım.

I should've warned him.

Onu uyarmalıydım.

I should've warned her.

Onu uyarmalıydım.

I should've told them.

Onlara söylemeliydim.

I should've told him.

Ona söylemeliydim.

I should've told her.

Ona söylemeliydim.

You should've seen us.

Bizi görmeliydin.

You should've seen them.

Onları görmeliydin.

I should've recognized them.

Onları tanımalıydım.

I should've recognized him.

Onu tanımalıydım.

I should've recognized her.

Onu tanımalıydım.

You should've called us.

Bizi aramalıydın.

You should've called them.

Onları aramalıydın.

You should've called her.

Onu davet etmeliydin.

You should've gone north.

Kuzeye gitmeliydin.

Tom should've arrived already.

Tom zaten gelmeliydi.

I should've done something.

Bir şey yapmalıydım.

We should've brought lunch.

Öğle yemeği getirmeliydik.

I should've come earlier.

Daha erken gelmeliydim.

Tom should've warned Mary.

Tom'un Mary'yi uyarması gerekiyordu.

Tom should've called me.

- Tom bana telefon etmeliydi.
- Tom aramalıydı beni.

Tom should've hugged Mary.

Tom, Mary'ye sarılmalıydı.

Tom should've already arrived.

Tom çoktan gelmiş olmalıydı.

Tom should've apologized instantly.

Tom hemen özür dilemeliydi.

- Tom should've danced with Mary.
- Tom should've been dancing with Mary.

Tom, Mary ile dans etmeliydi.

- I should've been more careful.
- I should've taken that more seriously.

Daha dikkatli olmalıydım.

- I think I should've helped him.
- I think I should've helped her.

Sanırım ona yardım etmeliydim.

- You should've been there for them.
- We should've been there for them.

Onlar için orada olmalıydın.

- I should've been there for him.
- I should've been there for her.

Onun için orada olmalıydım.

You should've said so earlier.

Çok daha erken söylemeliydin.

Tom should've waited for Mary.

Tom, Mary'yi beklemeliydi.

Tom should've followed Mary's advice.

Tom Mary'nin tavsiyesini izlemeliydi.

I should've asked Tom first.

Önce Tom'a sormalıydım.

Maybe I should've told you.

Belki sana söylemeliydim.

I should've never come here.

Asla buraya gelmemeliydim.

You should've told Tom sooner.

Daha önce Tom'a söylemeliydin.

You should've called the cops.

Polisleri aramalıydın.

You should've listened to Tom.

Tom'u dinlemeliydin.

We should've stayed with you.

Seninle kalmalıydık.

I should've gone with them.

Onlarla gitmeliydim.

We should've gone there ourselves.

Oraya kendimiz gitmeliydik.

I should've been with Tom.

Tom'la birlikte olmalıydım.

You should've stayed with us.

Bizimle kalmalıydın.

You should've stayed with them.

Onlarla kalmalıydın.

You should've stayed with me.

Benimle kalmalıydın.

You should've stayed with him.

Onunla kalmalıydın.

You should've stayed with her.

Onunla kalmalıydın.

We should've stayed with them.

Onlarla kalmalıydık.

We should've stayed with him.

Onunla kalmalıydık.

We should've stayed with her.

Onunla kalmalıydık.

I should've stayed with them.

Onlarla kalmalıydım.

I should've stayed with him.

Onunla kalmalıydım.

I should've stayed with her.

Onunla kalmalıydım.

I should've gone with him.

Onunla gitmeliydim.

I should've gone with her.

Onunla gitmeliydim.

I should've been with them.

Onlarla olmalıydım.

I should've been with him.

Onunla olmalıydım.

I should've been with her.

Onunla olmalıydım.

I never should've trusted him.

Asla ona güvenmemeliydim.

I never should've trusted her.

Asla ona güvenmemeliydim.

Maybe I should've told them.

Belki onlara söylemeliydim.

Maybe I should've told him.

Belki ona söylemeliydim.

Maybe I should've told her.

Belki ona söylemeliydim.

I should've told them sooner.

Onlara daha önce söylemeliydim.

I should've told him sooner.

Ona daha önce söylemeliydim.

I should've told you no.

Sana hayır demeliydim.

I should've told them no.

Onlara hayır demeliydim.

I should've told him no.

- Ona hayır demeliydim.
- Ona olmaz demeliydim.

I should've told her no.

- Ona hayır demeliydim.
- Ona olmaz demeliydim.

I should've told them earlier.

Onlara daha önce söylemeliydim.

I should've told him earlier.

Ona daha önce söylemeliydim.

You should've listened to us.

Bizi dinlemeliydin.

You should've listened to them.

Onları dinlemeliydin.

You should've listened to him.

Onu dinlemeliydin.

You should've listened to her.

Onu dinlemeliydin.

I should've listened to him.

Onu dinlemeliydim.

I should've listened to her.

Onu dinlemeliydim.

You should've seen us run.

Koşmamızı görmeliydin.