Examples of using "Dawn" in a sentence and their turkish translations:
Şafak vakti geliyor.
Neredeyse gün doğuyor.
Neredeyse şafak vakti.
Şafak söküyor.
O, şafakta geldi.
Gün doğana kadar uyudum.
Tom şafakta geldi.
Tom sabaha kadar uyudu.
Sami şafakta öldü.
- Şafakta gidiyoruz.
- Şafakta yola çıkıyoruz.
Düşman saldırısı şafakta sona erdi.
Kaza şafakta oldu.
Biz şafak vakti kalktık.
Onlar şafağa kadar yatmadı.
Tom şafağa kadar yatmadı.
Onlar oraya şafaktan önce geldi.
Tom şafaktan önce kalktı.
Tom şafaktan önce kalktı.
Şafaktan önce yataktan kalkmıştım.
Ben genellikle şafaktan önce ayaktayım.
Gün ağarmadan önce kalktım.
Sami şafaktan önce kalktı.
Tom şafakta uyandı.
Tom şafaktan önce uyandı.
- Allah kulunu darda bırakmaz.
- İnsanın başı daralmayınca Hızır yetişmez.
Tom gün ağarana kadar eve gelmedi.
Şafakla beraber , Kartaca ilerleyişi devam etti.
Sabaha doğru oldukça soğuk olur.
Sabahın ilk ışıklarına kadar benimle birlikte kalın.
Şafaktan önce hava her zaman en karanlıktır.
Tom şafaktan alacakaranlığa kadar çalıştı.
Şafakta düşmanı şaşırttılar.
Düşman saldırısı şafakta durdu.
Sabahtan akşama kadar çalışırız.
Düşman saldırısı şafakta sona erdi.
Biz şafakta kalkmalıyız.
Roger şafaktan alacakaranlığa kadar çalışır.
Küçük kız gün ağarırken uyandı.
En karanlık zaman gün doğmadan hemen öncesidir.
Tom şafaktan beri ayakta.
Tom şafaktan önce evinden ayrıldı.
Avcılar şafaktan önce kalktılar.
Balıkçı adam şafaktan önce kalktı.
Tom sabahtan akşama kadar çalışır.
Ben genellikle şafakta uyanırım.
Şafakta saldırmayı planlıyoruz.
Altın Şafakçı mısın?
Şafakta, Romalı nöbetçiler alarm çanlarını çalıyor.
Şafağın sökmesiyle... ...sıcaklık tepeye fırlıyor.
Şu andan itibaren, şafak sökene kadar...
şafak vakti Napolyon'un sağ kanadına ulaştı.
Şafakta aniden uyandırıldım.
Şafak sökene kadar dans edelim.
Neredeyse şafak vakti ve henüz bir şey olmadı.
Şafakta kalkmak zorundaydık.
Denizdeki şafağa bak!
Sabahtan akşama kadar sınavlarım var.
Tom şafakta kalkmayı umursamaz.
En karanlık saat, şafaktan hemen öncedir.
Genellikle şafaktan önce kalkarım.
Şafakta kalkmak zorundayız.
Şafak sökmeden daha çok avlayacak.
- Tom sabahın köründe uyandı.
- Tom sabahın ilk ışığında uyandı.
- Tom şafak sökümünde uyandı.
Şafak sökümünde kalktım.
Yüksek komuta şafakta saldırmaya karar verdi.
Tiyatro şafak vakti açardı.
Tom şafaktan hemen önce balık tutmaya gitmek için ayrıldı.
Tom bu sabah şafaktan önce kalktı.
Şafaktan önce köyde şiddetli bir çarpışma yaşandı.
Turistler şafaktan önce şehri terk etmek zorunda kaldı.
Tom şafak vaktinde okula gitti.
Biz şafakta tepelerin zirvesine ulaştık.
Yarın sabahın köründe gitmek zorundayız.
Tom her gün tan ağarırken kalkar.
Bir trafik sıkışıklığından kaçınmak için şafak vakti kalktık.
Gemi, kalın sisle kaplı, şafakta yola çıktı.
Askerler şafaktan önce tepenin eteklerine geldi.
Onların yangını kontrol altına alması şafaktan önceydi.
Şafaktan önce tepenin eteğine varacağım.
Sami sabah namazına kalkmak için alarm kurdu.
Biz şafak vakti buharlı lokomotif düdüğü ile uyandırıldık.
Bütün gece ziyafet çekebilirsin ama gün ağarmadan önce mezarına geri dönebilirsin!
Bütün gece dans edelim.
Şafak vaktinde kalkmak için erken yattık.
Dört gün sonra Jena'da, Lannes şafak vakti ana Fransız saldırısını başlattı
Kendi kuzeni Hjorvard, kralın salonuna bir sürpriz, şafak saldırısı yaptı.
Gece ve şafak vakti arasındaki saate kurt saati denir.
Sihirbazlar hapishane nüfusundan ayrıldı ve şafak vaktinde vuruldu.
Bunu birkaç saat açık bırakıp alaca karanlıkta kontrol edeceğiz.
sermaye piyasalarına erişmek için, şafak vakti Washington-Shafroth Yasası, Washington yarattı
Ertesi gün, Davout'un birlikleri büyük bir Avusturya şafak saldırısında savaştı… sonra kendi saldırısını
Barda yanımda oturan şafak sökene kadar beraber içtiğim adamlarla gerçekten iyi anlaştım.
Gün gelecek, harcadığın geçmiş çabalara dönüp bakacak ve güleceksin. İşte, o gün farkındalığına ulaşacağın şey şu an burada da mevcut.