Examples of using "Breaking" in a sentence and their turkish translations:
Ne kâr ne zarar ediyoruz.
Herkesin bir kırılma noktası var.
Bulutlar dağılıyor.
Şafak söküyor.
Bir şey kırmıyoruz.
- Kalbimi kırıyorsun.
- Kalbimi kırıyorsunuz.
Yasayı çiğniyorsun.
Hareketlerinizi parçalara ayırıp
ve reytinglerde rekor üzerine rekor kırıyor
Ben yasayı çiğnemiyorum.
O, yasayı ihlal etmiyor.
O, yasayı çiğnemiyor.
Kes, kalbimi kırıyorsun.
Herhangi bir yasayı ihlal etmiyoruz.
Tom yasayı ihlal etmiyor.
Tom kuralları ihlal etmiyor.
Onların gözlüklerini kırmıyorum.
Herkesin bir kırılma noktası var.
Tom yasaya karşı geliyor.
Ve kızılca kıyametin koptuğu an!
Ben bir şey kırmıyorum.
Tom her zaman bir şeyler kırıyor.
Herkesin kırılma noktası var.
- Tom yasaya aykırı davranmıyordu.
- Tom kanunu ihlal etmiyordu.
Ekonomik kriz ve altyapının çökmesi,
Çocuk pencereyi kırdığını kabul etti.
Moda tasarımcıları geleneği bozuyor.
Onlar duvarı yıkıyorlar.
Sözümden döndüğüm için beni affetti.
Dalgalar kayalarda kırılıyor.
Telefonumu bozduğun için teşekkür ederim.
Her zaman konuşmamızı kesiyor.
Çocuk düşürme içler acısı bir deneyim.
Şişeyi kırmadan taşıyın.
Tom zorlanmıyor bile.
- Tom'la ilşkiyi bitiriyor musun?
- Tom'la ayrılıyor musun?
Tom camı kırdığı için özür diledi.
Tom, Mary'nin sözünü tutmamasını affetti.
- Benimle ilişkiyi bitiriyor musun?
- Benimle ayrılıyor musun?
Sözümü tutmadığım için beni affet.
Sözümden döndüğüm için üzgünüm.
Sami'nin sabrı bir kırılma zamanına ulaştı.
Breaking Bad en sevdiğim dizi.
- Yumurta kırmadan omlet yapamazsın.
- Hem karnım doysun, hem pastam dursun olmaz.
Burası cidden ayak bileği kırmak için birebir.
Aynasını kırdığım için beni bağışladı.
Kilidi kırmakta zorlanmadım.
Tom kırılan camın sesini duydu.
- Bu gece kız arkadaşımla ayrılıyorum.
- Bu gece kız arkadaşımla ilişkiyi bitiriyorum.
Tom neredeyse bir kolunu kırıyordu.
Tom kırmakla ve girmekle suçlanıyordu.
Tom sözünden döndüğü için Mary'yi affetti.
Bunu kuralları yıkarak buldular.
- Kız arkadaşımla ilişkiyi bitirmeyi düşünüyorum.
- Kız arkadaşımla ayrılmayı düşünüyorum.
Onu kırmadan bu kutuyu açamam.
Sözünden döndüğün için seni suçlayamam.
Bacağımın kırılması riskini istemiyorum.
O, "Arabam her zaman bozuluyor." dedi.
Leyla sözünü tutmamasının bedelini Fadıl'a öğretti.
bizim anlattığımız dini de birileri bozuyor malesef
Vazoyu kırdığım için senden özür dilemeliyim.
Birkaç kişi, yasayı çiğnemekle suçlandı.
Bu robot yumurtayı kırmadan tutabilir.
Ben şafaktan önce kalkarım.
Tom kuralları çiğniyor.
Tom okul kurallarını çiğnediği için okuldan atıldı.
Tom savaşın çıkmasını önlemek zorundaydı.
Tom'un sözleşmeyi bozuyor olabileceğini düşündüm.
Hakim Scopes'i yasayı ihlal etmekle suçlu buldu.
Tom, Mary'den ayrıldıktan sonra numarasını değiştirdi.
Bina temel atıldıktan dokuz ay sonra tamamlandı.
(KALIPLARI YIKMAK) 2002'de hükümet dinine bakılmaksızın,
Eğer yakında bir iş bulamazsan, ayrılıyoruz.
Yumurtanın sarısını bozmadan beyazından ayırın.
Tom bana sözümü tutmadığım için beni suçlayamadığını söyledi.
Kulüp kurallarını ihlal etmeye devam ederseniz atılacaksınız.
Eve girmeden önce, hırsız telefon hatlarını kesmiş.
Kitbuqa'nın kalan birlikleri Bisan şehrine doğru çekildi.
onu kırmadan ikna yolu ile doktora götürmelisiniz
Camı kırdığı için onu cezalandırmayın. O suçlanmayacak.
Onu kırmadan kutuyu açamayacağım.
Bana sözümden caydığım için beni suçlayamayacağını söyledi.
mars yüzeyinden kopan bazı parçalar dünyaya düşmüştü
Yarım saat boyunca denedikten sonra kapıyı kırarak açmayı başardık.
Bir ay önce bacağını kırdığından beri hiçbir şey yapamıyor.
Ona ne olduğunu merak ediyorum. Bugünlerde sözünden dönmeye devam ediyor.
Tom bizim mahallede bir eve zorla girerken polis onu suçüstü yakaladı.
Silisyalı zırhlı süvariler Müslüman hattıyla çarpışmaya başladığı gibi hatları dağılmıştı.
Ağustos ayına gelindiğinde, Grande Armée'nin ikmal hatlarının kırılma noktasında olduğu açıktı
En son başarılarından birine bir göz atın ... ile kırılma karşılığında gerçekleşti
Bir kazma sert zemin yüzeyleri parçalamak için kullanılan uzun saplı bir araçtır.