Examples of using "Broadcasting" in a sentence and their turkish translations:
televizyonunda yayın hayatına başlayıverdi
Sesini 200 metreyi aşkın bir alana yayıyor.
Asiler yayın istasyonunu ele geçirdi.
Spor yayıncılığına girmek istiyorum.
ve Fatih Portakal hala bizim karşımızda yayın yapıyorsa
Ontario Sansür Kurulu 1980'de Günter Grass'tan uyarlanmış "Teneke Trampet" filmini yasakladı ama medya bu yasağı saçma buldu ve hatta Canadian Broadcasting Corporation (CBC) sorun yaratan görüntüleri o gece ülke çapında ulusal haberlerde gösterdi.