Translation of "Board" in Turkish

0.026 sec.

Examples of using "Board" in a sentence and their turkish translations:

Board meeting?

Yönetim kurulu toplantısı mı?

Gengaver women board

Cengaver kadınlardan kurulu

Go on board.

Gemiye git.

And joined his board.

ve yönetim kuruluna katıldım.

Is anyone on board?

Gemide biri var mı?

Is everybody on board?

Herkes gemide mi?

Don't erase the board.

Tahtayı silme.

Is Tom on board?

Tom gemide mi?

Are you on board?

Gemide misin?

Tom is on board.

Tom gemide.

Please come on board.

Lütfen gemiye binin.

Sami liked board games.

- Sami masa oyunlarını seviyordu.
- Sami masaüstü oyunlardan hoşlanıyordu.
- Sami kutu oyunlarını seviyordu.

How thick is the board?

Tahta ne kadar kalın?

Is there a company board?

Bir şirket kurulu var mı?

The board gave unanimous approval.

Kurul oy birliği ile onay verdi.

Board members adopted the plan.

Yönetim kurulu üyeleri planı kabul etti.

Bring your own chess board.

Kendi satranç tahtanı getir.

Everyone on board was safe.

Uçaktaki herkes güvendeydi.

Are all passengers on board?

Bütün yolcular gemide mi?

What's your favorite board game?

- Senin gözde masa oyunun nedir?
- En sevdiğin kutu oyunu hangisi?
- En sevdiğin masa oyunu hangisi?

- Yesterday's board meeting was a ten-strike!
- Yesterday's board meeting was a big success.

Dünkü yönetim kurulu toplantısı büyük bir başarıydı.

They are then tossed on board,

Sonra da güverteye atılıyorlar.

Our teacher comes to the board.

Öğretmenimiz tahtaya çıktı.

They hit the board three times

üç kere tahtaya vururlardı

Stick a notice on the board.

Tahtaya bir not yapıştır.

What gate do I board at?

Hangi kapıda bineceğim?

Drive the nail into the board.

Çiviyi tahtaya çak.

There were two women on board.

Gemide iki kadın vardı.

Tom fell off the diving board.

Tom sıçrama tahtasından düştü.

They went on board the ship.

Onlar gemiye bindiler.

How many people are on board?

- Gemide kaç kişi var?
- Uçakta kaç kişi var?
- Trende kaç kişi var?

The teacher writes on the board.

Öğretmen tahtaya yazı yazıyor.

Tom is on board the ship.

Tom gemide.

Is there a doctor on board?

Gemide bir doktor var mı?

Tom jumped off the diving board.

Tom tramplenden atladı.

Tom dove off the diving board.

Tom tramplenden suya atladı.

Drive a nail into this board.

Bu tabloya bir çivi çakın.

They stepped on board the airplane.

Onlar uçağa ayak bastılar.

I like to play board games.

Masa oyunları oynamayı severim.

The instructor writes on the board.

Eğitmen tahtaya yazı yazıyor.

The board is behind the professor.

Tahta profesörün arkasındadır.

Passengers should board the train now.

Yolcular artık trene binmeli.

I bought a new cutting board.

Yeni bir kesme tahtası aldım.

We went on board a ship.

Biz bir gemiye bindik.

Ladies and gentlemen, welcome on board.

Bayanlar ve baylar, gemiye hoş geldiniz.

To board the airship, press A.

Uçağa binmek için A tuşuna basın.

Are all the passengers on board?

- Bütün yolcular gemide mi?
- Bütün yolcular uçakta mı?

- We went on board a ship.
- We went on board the ship.
- We boarded the ship.

Gemiye bindik.

And we had our first board meeting.

İlk yönetim kurulu toplantımızı yaptık.

Every one of its on-board systems.

yerleşik sistemlerinden her birini denetleyerek günün

The passengers on board were mostly Japanese.

Gemideki yolcular çoğunlukla Japondu.

The board is about two meters long.

- Tahta yaklaşık iki metre uzunluğundadır.
- Pano yaklaşık iki metre uzunluğundadır.

He drove a nail into the board.

O, tahtaya bir çivi çaktı.

No one was on board the ship.

Gemide kimse yoktu.

Tom measured the length of the board.

Tom panonun boyunu ölçtü.

Tom shoved Mary off the diving board.

Tom Mary'yi tramplenden itti.

I play board games just to socialize.

Sadece sosyalleşmek için masa üstü oyunları oynarım.

They were on board the same airplane.

Onlar aynı uçağa bindiler.

Tom is the chairman of the board.

Tom yönetim kurulu başkanı.

Tom pushed Mary off the diving board.

Tom Mary'yi tramplenden itti.

Tom is on the board of directors.

Tom yönetim kurulunda.

Tom went back to the drawing board.

Tom resim tahtasına geri gitti.

I want a Hello Kitty pencil board.

Hello Kitty kalem tahtası istiyorum.

- There were quite a few passengers on board.
- There were quite a few passengers on board the ship.

Gemide epeyce yolcu vardı.

I'm on the board of KIPP charter schools,

KIPP anlaşmalı okullarının yönetiminindeyim,

Himilco’s men rush to board the enemy vessels.

Himilco'nun adamları düşman gemisinin bordasına hücum ediyor.

He was actually convinced to board the plane

uçağa binmeye ikna olmuştu aslında

Not to regulate any kind of board but

her türlü kurulu düzene değil ama

Mike is the only man on the board.

Mike yönetim kurulunda tek erkek.

Judy is the only woman on the board.

Judy yönetim kurulunda tek kadın.

Most of the passengers on board were Japanese.

Gemideki yolcuların çoğu Japondu.

A few passengers went on board the plane.

Birkaç yolcu uçağa bindi.

Tom put the list on the bulletin board.

Tom listeyi panoya astı.

May I have permission to board this ship?

Bu gemiye binmek için izin alabilir miyim?

Why aren't you already on board the ship?

Neden hâlâ geminin kenarında değilsiniz?

The plane had five hundred passengers on board.

Uçakta bulunan beş yüz yolcu vardı.

With videogames, children no longer play board games.

Video oyunları ile birlikte çocuklar artık masa üstü oyunları oynamıyorlar.

How many people are on board the ship?

Gemide kaç kişi var?

Tom pulled the nail out of the board.

Tom çiviyi tahtadan çıkardı.

Tom pulled the darts out of the board.

Tom dartları tahtadan çekti.

Tom wrote his name on the white board.

Tom beyaz tahta üzerine adını yazdı.

The professor is in front of the board.

Profesör tahtanın önündedir.

The teacher is writing something on the board.

Öğretmen tahtada bir şeyler yazıyor.

Tom played a board game with his friends.

Tom arkadaşlarıyla bir masa oyunu oynadı.

And the board decided to buy the Next company

Ve yönetim kurulu Next şirketini satın almaya karar verdi

The tanker has only a small crew on board.

Gemide sadece küçük bir mürettebat var.

The board unanimously decided to appoint her as CEO.

Yönetim Kurulu oy birliğiyle CEO olarak onu atamaya karar verdi.

The ship sank with all her crew on board.

Gemi tüm mürettebatıyla birlikte battı.

Would you demonstrate the next problem at the board?

Bir sonraki problemi tahtada göstermek ister misin?

All of the astronauts on board Columbia were killed.

Columbia gemisindeki astronotların hepsi öldürüldü.

A party of scientists were on board with them.

Bir grup bilim adamı onlarla birlikte gemideydi.

We need to go back to the drawing board.

En başa geri dönmemiz gerekiyor.

I ordered a new cutting board from a catalog.

- Katalogdan yeni bir kesme tahtası ısmarladım.
- Katalogdan yeni bir ekmek tahtası sipariş ettim.

Tom bought a new cutting board for Mary's kitchen.

Tom, Mary'nin mutfağı için yeni bir kesme tahtası satın aldı.

- Are all passengers on board?
- Are the passengers all aboard?
- Are all the passengers aboard?
- Are all the passengers on board?

Yolcuların hepsi gemide mi?

The fisherman saved himself by means of a floating board.

Balıkçı kendini yüzen bir tahta vasıtasıyla kurtardı.

Some board members questioned his ability to run the corporation.

Bazı yönetim kurulu üyeleri onun şirketi işletme yeteneğini sorguladı.

We have to appoint new members of the examining board.

İnceleme kurulunun yeni üyelerini atamalıyız.