Translation of "Sports" in Turkish

Talking of sports, what sports do you play?

Spordan konuşmuşken, hangi sporu oynuyorsunuz?

Sports nurture friendships.

Spor dostlukları besler.

Sports are stupid.

Sporlar aptalcadır.

He hates sports.

Spordan nefret eder.

I practice sports.

Ben spor yaparım.

Everyone loves sports.

- Herkes spor sever.
- Sporu herkes sever.

Tom likes sports.

Tom sporu sever.

Tom loves sports.

Tom spor seviyor.

He likes sports.

- O sporu sever.
- O, sporu sever.

I love sports.

Sporu severim.

Tom hates sports.

Tom spordan nefret eder.

Tom loved sports.

Tom sporu severdi.

I hate sports.

Spordan nefret ederim.

Mary loves sports.

Mary sporları sever.

- I am interested in sports.
- I'm interested in sports.

Sporla ilgileniyorum.

- What sports do you like?
- Which sports do you like?

Hangi sporları seviyorsun?

Most students like sports.

Öğrencilerin çoğu sporları sever.

Do you like sports?

- Spor sever misiniz?
- Spor sever misin?

They both like sports.

İkisi de sporu sever.

Tom enjoys playing sports.

Tom spor yapmaktan hoşlanır.

Our school encourages sports.

Bizim okulumuz spora teşvik ediyor.

I like playing sports.

Spor yapmayı severim.

I'm bad at sports.

Ben sporlarda kötüyüm.

Tom talked about sports.

Tom spor hakkında konuştu.

He's keen on sports.

O, sporlara düşkündür.

Many students like sports.

Birçok öğrenci spor sever.

Tom loves sports events.

Tom spor olaylarını sever.

Tom likes extreme sports.

Tom tehlikeli sporları sever.

I like contact sports.

Temas sporlarını severim.

Mary likes strange sports.

Mary tuhaf sporlardan hoşlanır.

They're talking about sports.

Onlar spordan bahsediyor.

I'm a sports fanatic.

Ben bir spor fanatiğiyim.

I love sports, too.

Ben de spor severim.

People love sports heroes.

İnsanlar spor kahramanlarını severler.

I don't play sports.

Ben spor oynamıyorum.

Do you play sports?

Spor yapar mısın?

Tom loved watching sports.

Tom spor izlemeyi severdi.

He loves sports events.

Spor etkinliklerini sever.

- I am not good at sports.
- I'm not good at sports.

Sporda iyi değilim.

- Tom likes talking about sports.
- Tom likes to talk about sports.

Tom spor hakkında konuşmaktan hoşlanıyor.

- I know you like sports.
- I know that you like sports.

Sporu sevdiğini biliyorum.

- Do you go in for sports?
- Are you interested in sports?

Sporla ilgilenir misin?

Topically during sports like soccer.

aniden yırtılabilir ya da parçalanabilir.

Do you play any sports?

Herhangi bir spor yapıyor musunuz?

What sports do you like?

Hangi sporları seviyorsun?

Do you like playing sports?

Spor yapmayı sever misiniz?

He excels in many sports.

O birçok sporda çok iyidir.

She is bad at sports.

O sporda kötüdür.

He's not gifted at sports.

O, sporda yetenekli değil.

Tom is bad at sports.

Tom sporda kötüdür.

I don't care for sports.

Sporlardan hoşlanmam.

Billy is good at sports.

Billy sporlarda iyidir.

She drank a sports drink.

O bir spor içeceği içti.

I like to play sports.

Spor yapmayı severim.

Let's not talk about sports.

Spor hakkında konuşmayalım.

I play sports every day.

Ben her gün spor yaparım.

Boxing isn't like other sports.

Boks diğer sporlar gibi değildir.

Do you like watching sports?

Spor izlemeyi sever misin?

Tom loves talking about sports.

Tom spor hakkında konuşmayı seviyor.

Team sports are very popular.

Takım sporları çok popüler.

He crossed the sports ground.

O, spor sahasını geçti.

Tom is a sports fanatic.

Tom bir spor fanatiği.

Kazu likes sports very much.

Kazu sporları çok sever.

Who's your favorite sports announcer?

Favori spor spikerin kimdir?

Tom isn't good at sports.

Tom sporda iyi değildir.

Does he do any sports?

O herhangi bir spor yapıyor mu?

Tom drank a sports drink.

Tom bir spor içeceği içti.

I play lots of sports.

Çok fazla spor yaparım.

Tom likes talking about sports.

- Tom spor hakkında konuşmayı seviyor.
- Tom spor hakkında konuşmaktan hoşlanır.

I'm very good at sports.

Ben sporda çok iyiyim.

You like sports, don't you?

Sporu seviyorsun, değil mi?

Tom doesn't like sports much.

Tom sporu fazla sevmiyor.

We both drive sports cars.

İkimiz de spor arabaları kullanıyoruz.

Are you interested in sports?

Sporla ilgilenir misin?

I don't like sports much.

Sporu pek sevmem.

Sami drove a sports car.

Sami bir spor araba kullanıyordu.

Sami was a sports hero.

Sami bir spor kahramanıydı.

Tom doesn't really like sports.

Tom gerçekten sporu sevmiyor.

Tom likes sports, doesn't he?

Tom spordan hoşlanır, değil mi?

The boys talked about sports.

Çocuklar spordan bahsetti.

I'm not really into sports.

- Sporla pek alakam yoktur.
- Spora pek ilgi duymuyorum.

Tom is a sports critic.

Tom bir spor yorumcusu.

I've started playing sports again.

Yine spora başladım.

What sports do you play?

Hangi sporları yaparsın?

- I know you don't like sports.
- I know that you don't like sports.

Sporu sevmediğini biliyorum.

- Tom enjoys watching sports on TV.
- Tom likes to watch sports on television.

Tom TV'de spor izlemekten hoşlanıyor.

- Tom said you didn't like sports.
- Tom said that you didn't like sports.

Tom spor sevmediğini söyledi.

- Both Tom and Mary drive sports cars.
- Tom and Mary both drive sports cars.

Hem Tom hem de Mary spor arabaları kullanıyor.

But if you don't watch sports,

Ama eğer spor maçları izlemiyorsanız,

Sports always come naturally to him.

Spor her zaman ona doğal gelir.

Well, what sports do you like?

Peki, hangi sporları seversin?

Sports help to develop our muscles.

Spor kaslarımızı geliştirmemize yardımcı olur.