Examples of using "Drum" in a sentence and their turkish translations:
Saule, bana davulu ver.
Ben davulu duyuyorum.
O, davul çalar.
Meg bir davul çalıyor.
O davul çalabilir.
Saule, bana davulu ver.
- Tom askeri bando şefi.
- Tom mızıka şefi.
Tom davul çalıyor.
Bir çocuk davul çalıyordu.
Jim davul çalmayı seviyor.
- Bir davul kadar sıkıdır.
- Bir davul kadar gergindir.
Bu davulu babama gönderdim.
O davulun çok garip bir sesi var.
Davul, müziğin efendisidir.
Onlar genellikle kırmızı ışıklarda parmaklarını şakırdatırlar.
Bas davulda bir kedi uyuyordu.
Tom davulu yavaş bir tempoda çaldı.
Tom bir davul seti almak istediğini söyledi.
Tom proje için davul çalıyor.
- Sana yeni bir davul almayı göze alamadım.
- Sana yeni bir davul almaya gücüm yetmedi.
Tom bir davul seti almak istediğini söylüyor.
O, bateri setinde ça ça ça ritmini çalıyor.
Sen asla vazgeçmedin.
kulaklarınızda yer değiştirirken ve synth'li vokaller boşluğu bir koro gibi doldururken
Ontario Sansür Kurulu 1980'de Günter Grass'tan uyarlanmış "Teneke Trampet" filmini yasakladı ama medya bu yasağı saçma buldu ve hatta Canadian Broadcasting Corporation (CBC) sorun yaratan görüntüleri o gece ülke çapında ulusal haberlerde gösterdi.