Translation of "Britain" in Turkish

0.017 sec.

Examples of using "Britain" in a sentence and their turkish translations:

Make Britain great again!

Britanya'yı tekrar büyük yap!

Britain is an island.

Britanya bir adadır.

- Which is larger, Japan or Britain?
- Which is bigger, Japan or Britain?

Hangisi daha büyük, Japonya mı yoksa İngiltere mi?

He has gone to Britain.

O Britanya'ya gitti.

Britain is colder than Italy.

Britanya İtalya'dan daha soğuktur.

Britain is also an island.

Britanya da bir adadır.

That in Britain we call allotments.

Birleşik Krallık'ta buna tahsis diyoruz.

Have you ever been to Britain?

İngiltere'de hiç bulundun mu?

Japan and Britain are island countries.

Japonya ve İngiltere ada ülkeleridir.

Which is larger, Japan or Britain?

Hangisi daha büyüktür, Japonya mı yoksa Britanya mı?

I have just returned from Britain.

İngiltere'den az önce döndüm.

He seems to live in Britain.

Britanya'da yaşıyor gibi görünüyor.

I ordered the book from Britain.

Kitabı İngiltere'den ısmarladım.

He was appointed ambassador to Britain.

İngiltere'ye büyük elçi olarak atandı.

France and Britain joined the invasion.

Fransa ve İngiltere işgale katıldı.

Britain is leaving the European Union.

İngiltere, Avrupa Birliği'ni terk ediyor.

I just arrived from Great Britain.

İngiltere'den yeni geldim.

Not the US. Neither does Great Britain.

Birleşik Devletler istemiyor. İngiltere de öyle.

I was born and bred in Britain.

İngiltere'de doğdum ve büyüdüm.

After the war, Britain had many colonies.

Savaştan sonra İngiltere'nin birçok kolonisi vardı.

The Romans left their mark in Britain.

Romalılar, Britanya'da izlerini bıraktılar.

Zimbabwe was once a colony of Britain.

- Zimbabve bir zamanlar İngiliz kolonisiydi.
- Zimbabve bir zamanlar İngiliz sömürgesiydi.

India gained independence from Britain in 1947.

Hindistan İngiltere'den bağımsızlığını 1947 yılında kazandı.

Britain faced dangerously low supplies of food.

İngiltere tehlikeli şekilde düşük gıda malzemeleri ile karşı karşıya idi.

The agreement gave Britain control over Egypt.

Anlaşma, İngiltere'ye Mısır'ın kontrolünü verdi.

In Britain you drive on the left.

İngiltere'de solda araba sürersin.

- Britain began to industrialise in the late eighteenth century.
- Britain began to industrialize in the late eighteenth century.

Britanya 18. yüzyılın sonlarında sanayileşmeye başlamıştır.

I am anxious to visit Britain once again.

İngiltere'yi bir kez daha ziyaret etmek için can atıyorum.

The new tunnel will link Britain and France.

Yeni tünel İngiltere ve Fransa'yı bağlayacak.

It is said that he is in Britain.

Onun Britanya'da olduğu söylenir.

Queen Victoria was the sovereign of Great Britain.

Kraliçe Victoria, Büyük Britanya'ya egemen oldu.

Bradford is arguably the ugliest town in Britain.

Bradford tartışmasız İngiltere'deki en çirkin şehirdir.

Napoleon needed money for a war with Britain.

Napolyon'un, İngiltere ile bir savaş için paraya ihtiyacı vardı.

Great Britain consists of Wales, England, and Scotland.

Büyük Britanya; Galler, İngiltere ve İskoçya'dan oluşur.

My daughter went to Britain three years ago.

Kızım üç yıl önce İngiltere'ye gitti.

Japan does a lot of trade with Britain.

Japonya İngiltere ile çok ticaret yapar.

Great Britain has two military bases in Cyprus.

Büyük Britanya'nın Kıbrıs'ta iki tane askeri üssü var.

One in six pregnancies in Britain are unplanned.

İngiltere'de altı gebelikten birisi plansızdır.

Dan persuaded Linda to leave Britain with him.

Dan Linda'yı onunla birlikte Britanya'yı terk etmesi için ikna etti.

Master's degrees in Britain are not very common.

İngiltere'de yüksek lisans dereceleri çok yaygın değildir.

France and Britain were at war once again.

Fransa ve İngiltere bir kez daha savaştaydı.

Britain refused to be part of the agreement.

İngiltere anlaşmanın parçası olmayı reddetti.

Meanwhile, Britain has decided to leave the club.

Bu sırada İngiltere, birlikten ayrılmaya karar verdi.

Cracking down on corruption  and illegal trade with Britain.

, İngiltere ile yolsuzluğa ve yasadışı ticarete engel oldu.

Britain is separated from the Continent by the Channel.

Britanya kanalla kıtadan ayrılmaktadır.

The Great Lakes of North America, rivers in Britain,

Kuzey Amerika'nın büyük göllerinde, İngiltere'nin akarsularında.

Scotland becomes part of the Kingdom of Great Britain.

İskoçya, Büyük Britanya Krallığının parçası haline geldi.

I am looking forward to visiting Britain once again.

İngiltere'yi bir kez daha ziyaret etmeyi sabırsızlıkla bekliyorum.

The new tunnel will link Great Britain and France.

Yeni tünel Büyük Britanya ile Fransa'yı birbirine bağlayacak.

The war ended with a humiliating defeat for Britain.

Savaş İngiltere için küçük düşürücü bir yenilgi ile sona erdi.

University fees in Britain are about £9,000 per year.

Britanya'da üniversite ücreti yıllık 9000 sterlin civarındadır.

Great Britain has voted to leave the European Union.

İngiltere Avrupa Birliğini terk etmek için oy kullandı.

India was governed by Great Britain for many years.

- Hindistan uzun yıllar boyunca Büyük Britanya tarafından yönetildi.
- Hindistan uzun yıllar Birleşik Krallık tarafından yönetildi.

They believed it might lead to war with Britain.

Onlar, onun Britanya ile bir savaşa yol açabileceğine inandılar.

And the war between France and Britain was over.

- Ve Fransa ve İngiltere arasındaki savaş sona erdi.
- Fransa ile İngiltere arasındaki savaş bitti.

The United States had no commercial treaty with Britain.

Amerika Birleşik Devletleri'nin İngiltere ile hiçbir ticari bir anlaşması yoktu.

But after Britain joined the European Union in 1973,

Fakat İngiltere, 1973’te Avrupa Birliği’ne katıldıktan sonra,

Britain on the other hand has London... and just London.

Britanya'nın ise öbür yandan Londra'sı var ve sadece Londra'sı var.

Great Britain is no longer in control of world politics.

- Büyük Britanya artık dünya politikalarının kontrolünde değil.
- Büyük Britanya artık dünya siyasetini kontrol etmiyor.

In Britain, mince pies are traditionally eaten at Christmas time.

Britanya'da üzümlü ve elmalı tart geleneksel olarak Noel zamanında yenir.

The population of Japan is larger than that of Britain.

Japonya'nın nüfusu Britanya'nınkinden daha büyüktür.

Britain is the European Unions's second-largest economy after Germany.

İngiltere Almanya'dan sonra, Avrupa Birliği'nin ikinci en büyük ekonomisidir.

In Britain a truck is referred to as a lorry.

İngiltere'de "truck" bir "lorry" olarak adlandırılır.

It was interesting to hear about school life in Britain.

İngiltere'deki okul yaşamı hakkında duymak ilginçti.

The Senate acted quickly to approve the treaty with Britain.

İngiltere ile anlaşmayı onaylamak için Senato hızlı davrandı.

If I were to live abroad, I would live in Britain.

Eğer yurt dışında yaşasam, İngiltere'de yaşarım.

It is said that the book is a bestseller in Britain.

Kitabın İngiltere'de bir bestseller olduğu söylenir.

Argentina fought a war with Great Britain over the Falkland Islands.

Arjantin, Falkland Adaları için İngiltere'yle savaş yaptı.

He was a hero of the war of 1812 against Britain.

O, Britanya'ya karşı olan 1812 savaşının kahramanıydı.

Britain was in no hurry to agree on a peace treaty.

Bir barış anlaşması üzerinde anlaşmak için İngiltere'nin hiç acelesi yoktu.

Britain leans to the Atlantic rather than Europe in international relations.

İngiltere, uluslararası ilişkilerde Avrupa'dan çok Atlas Okyanusuna yönelmektedir.

In Britain, the banks open at 9:00 in the morning.

Britanya'da bankalar sabah saat 9'da açılıyor.

Japan's population is larger than that of Britain and France put together.

Japonya'nın nüfusu İngiltere ve Fransa'nın bir araya getirdiği nüfustan daha büyüktür.

- Which is larger, Japan or Britain?
- Which is larger, Japan or England?

Hangisi daha büyüktür, Japonya mı yoksa İngiltere mi?

More than 60% of people in Britain maintain an active Facebook profile.

İngilizlerin % 60'ından fazlası aktif bir facebook profiline sahip.

- I want to go to England.
- I want to go to Britain.

İngiltere'ye gitmek istiyorum.

- We often compare Japan with Britain.
- We often compare Japan to England.

Biz sık sık Japonya ile İngiltereyi karşılaştırırız.

Now, I would like you to imagine a map of Great Britain.

Şimdi, Büyük Britanya'nın bir haritasını gözünüzün önüne getirmenizi istiyorum.

Brexit refers to the withdrawal of Great Britain from the European Union.

"Brexit" İngiltere'nin Avrupa Birliğinden çekilmesi anlamına gelir.

The Germans planned to destroy the Royal Air Force and invade Britain.

Almanlar Kraliyet Hava Kuvvetlerini imha etmeyi ve İngiltere'yi işgal etmeyi planladılar.

Winston Churchill was the Prime Minister of Britain during the Second World War.

Winston Churchill İkinci Dünya Savaşı sırasında İngiltere'nin başbakanıydı.

I can't believe that Great Britain has voted to leave the European Union.

İngiltere'nin Avrupa Birliğini terk etmek için oy kullandığına inanamıyorum.

The political systems of Britain and Japan have a great deal in common.

İngiltere ve Japonya'nın politik sistemlerinin ortak bir sürü şeyi var.

Cultural activities were a good way to react to the conservative ideas of Britain.

Kültürel etkinlikler İngiltere'nin muhafazakar fikirlerine tepki için iyi bir yoldu.

Operation Sea Lion was the German code name for the planned invasion of Britain.

Denizaslanı Harekâtı, İngiltere'nin planlanan işgali için Alman kod adıydı.

Dong Energy will build the world's largest offshore wind farm off the coast of Britain.

Dong Enerji Britanya kıyılarında dünyanın en büyük açık deniz rüzgâr çiftliğini inşa edecek.

Yes, we British usually say that Great Britain is made up of four nations: England, Wales,

Evet, biz Britanyalılar genellikle Birleşik Krallığın dört milletten oluştuğunu söyleriz:

England and Scotland were unified on May 1, 1707, to form the Kingdom of Great Britain.

İngiltere ve İskoçya, 1 Mayıs 1707'de birleşti ve Büyük Britanya Krallığı'nı oluşturdu.

Anxiety about immigration is one of the reasons why Great Britain voted to leave the European Union.

Göç ile ilgili kaygı Büyük Britanya'nın Avrupa birliğinden ayrılmak için oy verme nedenlerinden biridir.

In the last fifteen or twenty years, there have been great changes in family life in Britain.

Son on beş ya da yirmi yıl içinde, İngiltere'deki aile hayatında büyük değişiklikler olmuştur.

The United States and Britain have different sign languages. Mexican Sign Language also differs from Spanish Sign Language.

Birleşik Devletler ve İngiltere'nin farklı işaret dilleri vardır. Meksika İşaret Dili de İspanyolca İşaret Dili'nden farklıdır.

This skull and crossbones was named based on the world-famous Captain Kidd who was active in late 17th century Britain.

Bu kafatası ve çizgileri, 17. yüzyılın sonlarında İngiltere'de faaliyet gösteren dünyaca ünlü Kaptan Kidd'e dayanılarak adlandırılmıştır.