Translation of "Island" in Turkish

0.018 sec.

Examples of using "Island" in a sentence and their turkish translations:

island to sink.

ada batmak.

- By whom was the island discovered?
- Who discovered the island?

Ada kim tarafından keşfedildi?

Reunion Island is an island in the western Indian Ocean.

Reunion Adası, batı Hint Okyanusunda bir adadır.

Sumatra is an island.

Sumatra bir adadır.

Is the island sinking?

Ada batıyor mu?

The island is sinking.

Ada batıyor.

Italy isn't an island.

İtalya bir ada değildir.

I own that island.

Ben o adaya sahibim.

Cyprus is an island.

Kıbrıs bir adadır.

Britain is an island.

Britanya bir adadır.

Places like Rhode Island, Pennsylvania,

Rhode Island, Pennsylvania gibi yerleri

And job on the island.

ve adada iş.

The island abounds with rivers.

Ada nehirler ile doludur.

Hopefully, the island is beautiful.

Umarım, ada güzeldir.

Tom walked around the island.

Tom adanın etrafında yürüdü.

The island was completely deserted.

Ada tamamen ıssızdı.

No man is an island.

Hiçbir insan bir ada değildir.

Honshu is Japan's largest island.

Honshu Japonya'nın en büyük adasıdır.

Lanzarote is a Spanish island.

Lanzarote bir İspanyol adasıdır.

That island is American territory.

- O ada Amerikan bölgesidir.
- O ada Amerikan toprağıdır.

This really isn't an island.

Bu gerçekten bir ada değil.

Britain is also an island.

Britanya da bir adadır.

That is not an island.

O bir ada değil.

Japan is an island country.

Japonya bir ada ülkesidir.

Sami bought a private island.

Sami özel bir ada satın aldı.

- It isn't possible to leave this island.
- It's not possible to leave this island.

Bu adayı terk etmek mümkün değil.

And formally create an ant island

ve bir resmen karınca adası oluşturuyorlar

Our boat approached the small island.

Teknemiz küçük bir adaya yaklaştı.

The island is warm all year.

Ada yıl boyunca ılıktır.

The island has a fine harbor.

Adanın güzel bir limanı var.

The small island came into sight.

Küçük ada göründü.

The king reigned over the island.

Kral ada üzerinde hüküm sürdü.

The plane flew over the island.

Uçak adanın üzerinde uçtu.

The king ruled over the island.

Kral, adanın üzerinde hükümranlık kurdu.

Japan and Britain are island countries.

Japonya ve İngiltere ada ülkeleridir.

The island has a mild climate.

Ada ılıman bir iklime sahiptir.

You can't live on that island.

O adada yaşayamazsınız.

They will survey the desert island.

Onlar ıssız bir adayı araştıracaklar.

Sri Lanka is a beautiful island.

Sri Lanka güzel bir adadır.

There's the island of my dreams!

İşte, hayallerimin adası!

This island has an ideal climate.

Bu adanın kusursuz bir iklimi var.

Few people live on the island.

Çok az sayıda insan adada yaşıyor.

The king ruled on the island.

Kral adada hüküm sürdü.

They abandoned Tom on the island.

Onlar Tom'u adada bıraktı.

We saw a small island beyond.

Ötede küçük bir ada gördük.

There's no way off the island.

- Adadan yol yok.
- Adadan çıkış yok.

They swam out to the island.

Onlar adaya yüzdüler.

That island has a tropical climate.

- O ada tropikal bir iklime sahiptir.
- O adanın tropikal bir iklimi vardır.

It all started on the island.

Her şey adada başladı.

Tom has his own private island.

Tom'un kendi özel adası var.

- It's not possible to live on that island.
- It isn't possible to live on that island.

O adada yaşamak mümkün değil.

This island does not sink in water

bu ada suda batmıyor

We rode a boat to the island.

Biz adaya giden tekneye bindik.

He hopes to explore the uninhabited island.

Issız adayı keşfetmeyi umuyor.

We saw an island in the distance.

Uzakta bir ada gördük.

The island was struck by the typhoon.

Ada tayfun tarafından vuruldu.

The island is a paradise for children.

Ada çocuklar için bir cennet.

The inhabitants of the island are friendly.

Adanın sakinleri cana yakındır.

It has never snowed on the island.

Adada asla kar yağmadı.

There is no living on the island.

Adada yaşam yoktur.

The island is very easy to reach.

Ada ulaşılması çok kolaydır.

There's only one store on the island.

Adada tek bir mağaza var.

The island is nearly a mile across.

Ada yaklaşık bir mil genişliğindedir.

There are many rivers on that island.

O adada bir sürü nehir var.

They were stranded on a deserted island.

Onlar ıssız bir adaya düştüler.

Okinawa is the southernmost island in Japan.

Okinawa, Japonya'nın en güneydeki adasıdır.

The treasure was buried on the island.

- Hazine adada gömülüydü.
- Hazine, adada gömüldü.

It's impossible to live on that island.

O adada yaşamak imkansızdır.

Most snakes on this island are harmless.

Bu adadaki pek çok yılan zararsızdır.

Madagascar is the largest island of Africa.

Madagaskar Afrika'nın en büyük adasıdır.

Did you bury something on that island?

O adada bir şey gömdün mü?

He wants to explore the uninhabited island.

O, ıssız ada keşfetmek istiyor.

Churches were erected all over the island.

Kiliseler tüm ada üzerine inşa edilmiştir.

This island is a paradise for children.

Bu ada çocuklar için bir cennet.

I need to get off this island.

- Bu adadan çıkmalıyım.
- Bu adadan çıkmam gerekiyor.

We won't get off this island alive.

Bu adadan canlı çıkamayacağız.

The island showed black in the moonlight.

Ada ay ışığında siyah görünüyordu.

There's only one road on the island.

Adada sadece bir yol var.

Dan left the island on a sailboat.

Dan bir yelkenli üzerinde adadan ayrıldı.

We saw the island in the distance.

Biz adayı uzaktan gördük.

In the distance we saw the island.

Uzaktan adayı gördük.

I want to get off this island.

Ben bu adadan ayrılmak istiyorum.

People on that island are very poor.

O adadaki insanlar çok fakirler.

Is Borneo an island or a continent?

Borneo bir ada mı yoksa bir kıta mı?

Niue is a very beautiful island country.

Niue çok güzel bir ada devletidir.

There are huge snakes on this island.

Bu adada büyük yılanlar var.

There was no life on the island.

Adada hayat yoktu.

Money is useless on a desert island.

Issız bir adada para işe yaramaz.

The island was now surrounded by militia.

Ada şimdi milisler tarafından çevriliydi.