Translation of "Gone" in Turkish

- They're gone.
- They've gone.

Onlar gitti.

gone

gitti

- It is gone.
- It's gone.

O gitmiş.

- Everything's gone.
- Everything is gone.

Her şey gitti.

- Tom's gone.
- Tom is gone.

Tom gitti.

- Everything's gone.
- Everything was gone.

Her şey gitmişti.

- Are they gone?
- Have they gone?

Onlar gittiler mi?

- Sami is gone.
- Sami was gone.

Sami gitti.

All gone.

Hepsi gitti.

They've gone.

Onlar gitti.

- Where's Tom gone?
- Where has Tom gone?

Tom nereye gitti?

- You could've gone.
- You could have gone.

Gidebilirdin.

- Tom could've gone.
- Tom could have gone.

Tom gidebilirdi.

- Tom has gone mad.
- Tom has gone crazy.
- Tom has gone insane.

Tom delirdi.

- They're gone.
- They've left.
- They've gone.
- They left.
- They walked away.
- They've gone away.
- They've gone out.

Onlar gitmişti.

- My headache has gone.
- My headache is gone.
- My headache has gone away.

Baş ağrım geçti.

- You've gone too far!
- You have gone too far.
- You've gone too far.

- Çok ileri gittin.
- Çizmeyi aştın.
- İşi azıttın.
- Sen uzaklara gittin.

- The pain has gone.
- The pain is gone.

Ağrı gitti.

- She has gone shopping.
- She is gone shopping.

O, alışverişe gitti.

- My headache has gone.
- My headache is gone.

Baş ağrım geçti.

- She's just gone inside.
- He has just gone inside.
- She has just gone inside.

Az önce içeri girdi.

He was gone.

O yoktu artık.

The beard's gone!

Sakal gitti!

He's gone senile.

O bunadı.

Everything's gone wrong.

Her şey ters gitti.

Is she gone?

Gitti mi?

My wallet's gone.

- Benim cüzdanım gitti.
- Benim cüzdanım kayboldu.

Now it's gone.

O şimdi gitti.

You've gone loco.

Sen delirdin.

They were gone.

Onlar gitmişti.

Tom was gone.

Tom ölmüştü.

They're already gone.

Onlar zaten gittiler.

They're both gone.

Onların her ikisi de gitti.

Everyone's gone home.

Herkes eve gitti.

It's all gone.

Onun hepsi gitti.

Has Tom gone?

Tom gitti mi?

And it's gone.

ve gitti.

Have they gone?

Onlar gittiler mi?

Sami was gone.

Sami gitmişti.

You've gone mad!

Delirmişsiniz!

She's gone out.

O, dışarı çıktı.

- Mother has gone shopping.
- My mother has gone shopping.

Annem alışverişe gitti.

- The meat has gone bad.
- The meat's gone bad.

Et koktu.

- Something must have gone wrong.
- Something must've gone wrong.

Bir şey yanlış gitmiş olmalı.

- Tom must've gone ahead.
- Tom must have gone ahead.

Tom önden gitmiş olmalı.

- Tom must've gone inside.
- Tom must have gone inside.

Tom içeri gitmiş olmalı.

- I should've gone camping.
- I should have gone camping.

Kamp yapmaya gitmeliydim.

- I should've gone fishing.
- I should have gone fishing.

Balık avına gitmeliydim.

- I should've gone hunting.
- I should have gone hunting.

Avlanmaya gitmeliydim.

- Tom wasn't gone very long.
- Tom wasn't gone long.

Tom gideli çok olmamıştı.

- That could've gone better.
- That could have gone better.

O daha iyi gidebilirdi.

- You should've gone north.
- You should have gone north.

Kuzeye gitmeliydin.

- Tom must've gone out.
- Tom must have gone out.

Tom çıkmış olmalı.

- We have never gone there.
- We've never gone there.

Biz asla oraya gitmedik.

- I should have gone home.
- I should've gone home.

Eve gitmeliydim.

- They could've gone anywhere.
- They could have gone anywhere.

Onlar bir yere gitmiş olabilir.

- The prices have gone down.
- Prices have gone down.

Fiyatlar düştü.

- You have gone too far.
- You've gone too far.

Çok uzaklara gittin.

- I thought you'd gone.
- I thought that you'd gone.

Gittiğini düşünmüştüm.

- Tom must've gone fishing.
- Tom must have gone fishing.

Tom balık tutmaya gitmiş olmalıydı.

- He has already gone home.
- She has already gone home.

O zaten eve gitti.

- Those days are long gone.
- Those times are long gone.

O günler çok geride kaldı.

- Where could Tom have gone?
- Where can Tom have gone?

Tom nereye gitmiş olabilir?

- Have you gone completely mad?
- Have you gone completely insane?

- İyice delirdin mi?
- Tamamen mi delirdin?
- Tamamen delirdin mi?

- Have you gone nuts?
- Have you gone off your rocker?

- Delirdin mi?
- Çıldırdın mı sen?
- Aklını mı kaçırdın?

- Tom has already gone home.
- Tom has gone home already.

Tom zaten eve gitti.

- The world has gone nuts.
- The world has gone mad.

- Dünya delirdi.
- Dünya kafayı yedi.

- Tom hasn't gone home yet.
- Tom hasn't yet gone home.

Tom henüz eve gitmedi.

- I should've gone with him.
- I should've gone with her.

Onunla gitmeliydim.

The adrenaline was gone.

Adrenalin gitmişti.

Have you gone crazy?

Sen delirdin mi?

My shoes are gone.

Benim ayakkabılar gitti.

Tom has gone crazy.

Tom çıldırdı.

The train is gone.

- Tren gitti.
- Tren kalktı.

He has gone out.

- O dışarı gitti.
- O gitti.

All hope is gone.

Bütün ümitler kayboldu.

Prices have gone down.

Fiyatlar düştü.

Now she's gone mad.

Şimdi o çıldırdı.

She has gone abroad.

O, yurtdışına gitti.

All guests have gone.

Bütün misafirler gitti.

Tom has gone AWOL.

Tom firar etti.

Tom has gone fishing.

- Tom balığa gitti.
- Tom balık tutmaya gitti.

John has gone cuckoo.

John delirdi.

Is your headache gone?

Senin baş ağrın geçti mi?

My ring is gone.

Yüzüğüm kayboldu.

You've all gone mad.

Hepiniz çıldırdınız.

All hope was gone.

Tüm umut gitmişti.

Tom has gone abroad.

Tom yurt dışına gitti.

Tom has finally gone.

Tom nihayet gitti.

Our money is gone.

Bizim para bitti.

Tom's car is gone.

Tom'un arabası gitmiş.

I had gone there.

Ben oraya gitmiştim.

Everybody else is gone.

Başka herkes gitti.