Examples of using "Blank" in a sentence and their turkish translations:
Bu boş.
Yazı tahtası boş.
Kafam karıştı.
Zihnim boştu.
- Bu sayfayı boş bırak.
- Bu sayfayı boş bırakın.
Boş bir alan bırak.
Boş bir tuval gibi.
Beynim durdu.
Bu sayfa bilerek boş bırakılmıştır.
Bu sayfa kasten boş bırakılmıştır.
Doğrudan ona sordum.
Kafam bom boş.
Tom'un yüzü aniden ifadesizleşti.
O, son sayfayı boş bıraktı.
O, boş bir test teslim etti.
O, son sayfayı boş tuttu.
Polis memuru kuru sıkı ateş etti.
O, çok kısa mesafeden ateş etti.
Bu sayfa bilerek boş bırakılmıştır.
Benim hafızam o konuda boştur.
Bana boş bir sayfa kağıt verin.
Tom bilerek son sayfayı boş bıraktı.
Tom boş bir test kağıdını teslim etti.
Tom boş ekrana bakmaya devam etti.
Tom boş bilgisayar ekranına baktı.
Tom boş test kağıdını teslim etti.
Tom bilerek son sayfayı boş bıraktı.
Tom çok kısa mesafeden üç kez vuruldu.
Sınavda boş kağıt verdi.
bu ellerinde boş çek olduğu anlamına gelmiyor.
Tom boş bir ifade ile Mary'ye baktı.
Boş gözlerle bana baktı.
Doktorlar bana ve aileme dolaysız olarak
Boş bir çek mi? Bunları sadece filmlerde görürsünüz.
Doğrudan doğruya bana kovulduğumu söyledi.
Ve hiçbir şey bulamadım. Hem de hiç.
Yanında okul binası resmi ile, cümle şöyle: "Dün, okula 'boşluk".
Tom Mary'ye boş boş baktı.
Lütfen uygun bir cevap seç ve onu boş alana yaz.
Çözümü bilmiyorsan cevabı boş bırakmalısın.
Boş noktalar haritalardan kayboldu. Onlar tarih kitaplarına göç ettiler.
Düşmanın avcılarının bazıları geldi ... Bana boş yere ateş ettiler ve beni özlediler,
Bu cümlenin ilk harfinin başında kaldırılması gereken bir boşluk var.
Kafam karıştı.