Examples of using "Blackboard" in a sentence and their turkish translations:
Yazı tahtası boş.
Tahtaya bakın.
Herkes tahtaya baksın.
Tom tahtaya yazı yazıyor.
Tom tahtadan geri çekildi.
Öğretmen tahtaya işaret etti.
Ben onu tahtaya yazacağım.
Tom tahtaya bir şey yazdı.
Öğretmen tahtaya yazıyor.
Öğrenci tahtadadır.
Ann tahtaya bir şeyler yazdı.
O tahtaya iki kare çizdi.
Bir kara tahta, siyah olmak zorunda değildir.
Tom tahtaya adını yazdı.
Öğretmen tahtaya bir şey yazdı.
Tom tahtaya bir şey yazıyor.
O, tahtaya ne çizdi?
Öğretmen için kara tahtayı sildim.
Tom tahtaya iki kare çizdi.
Tahtada yazılı olan benim adımdı.
Tom tahtaya ne yazdı?
Öğretmen tahtaya İngilizce cümleler yazdı.
Adımın tahtaya yazıldığını buldum.
Tom, adını kara tahtaya yazılmış gördü.
Öğretmen tahtaya Fransızca kelime yazdı.
Öğretmen tahtaya onun ismini yazdı.
Tahtada ne yazılı olduğunu okuyabiliyor musun?
Öğretmen öğrenciyi tahtaya çağırdı.
Tahtadaki sözcükleri kelimeleri göremiyorum.
Tom tahtada ne yazılı olduğunu göremiyor.
- Tahtada yazanları defterine geçir.
- Tahtadakileri defterine geçir.
Cümleni tahtadakiyle karşılaştır.
Yazı tahtasını görmek için gözlüklerimi taktım.
Matematik öğretmenimiz tahtaya bir daire çizdi.
Çevirini tahtada olanla karşılaştır.
Tom akıllı telefonu ile tahtanını bir resmini çekti.
Bu tebeşiri al ve tahtaya yaz.
Kara tahtanın başına geçmiş ‘Ali ata bak’ yazıyor.
Tahtaya ne yazdıysa aynen defterime geçirdim.
Gidiyor, kara tahtanın başında halkını bilgilendirmeye çalışıyor.
Gözlüğümü kırmıştım, bu yüzden tahtayı göremedim.
Öğretmen tahtaya bilmediğim bir dilde bir şey yazdı.
Öğretmen tahtaya bir şey yazdı, ama okuyamayacağım kadar küçüktü.
Öğretmen beklenen cevabın türünü netleştirmek için tahtada bir örnek gösterebilir.