Translation of "Persoon" in Turkish

0.018 sec.

Examples of using "Persoon" in a sentence and their turkish translations:

- Wie is deze persoon?
- Wie is die persoon?

Bu kişi kim?

- Gij zijt een persoon.
- Jij bent een persoon.

Sen bir insansın.

Kies één persoon.

Bir kişi seçin.

Een persoon kan een ander persoon nooit helemaal begrijpen.

Bir insan başka bir insanı tümüyle anlamayabilir.

De volgende persoon a.u.b.

Sonraki kişi, lütfen.

Die persoon is overleden.

O kişi öldü.

Kies één persoon a.u.b.

Lütfen bir kişi seçin.

Ieder persoon is bijzonder.

Her insan özeldir.

Ik ben een persoon.

Ben bir insanım.

Zo'n persoon bestaat niet.

Böyle bir kişi mevcut değildir.

Wie is die persoon?

Bu kişi kim?

Iedere persoon is uniek.

Her insan biriciktir.

Ieder persoon is verschillend.

Her insan farklıdır.

Hij is een betrouwbaar persoon.

O güvenebileceğimiz bir adamdır.

Lincoln is een geweldig persoon.

Lincoln harika bir insan.

Hij is een vriendelijk persoon.

O dost bir kişidir.

Hij is een liefdevol persoon.

O, sevimli bir kişidir.

Hij is een onbeleefd persoon.

O kaba bir kişidir.

Zij is een vriendelijk persoon.

O kibar bir insan.

Zij is een egoïstisch persoon.

O bencil bir kişidir.

Hij is een wreed persoon.

O, zalim bir kişidir.

Tom is een vriendelijk persoon.

Tom samimi bir kişi.

Tom is een verdorven persoon.

- Tom ahlaksızdır.
- Tom ahlaksız.

Die persoon lijkt op mij.

- O kişi benim gibidir.
- O kişi bana benziyor.

Hij is een vreemd persoon.

O, tuhaf birisi.

Hij is een egocentrisch persoon.

O kendini düşünen bir kişi.

Zij is een hulpvaardige persoon.

O yardımsever bir kişidir.

Zij is een serieus persoon.

O ciddi bir insandır.

Dat is een écht persoon.

O, gerçek bir kişi.

Zij is een stil persoon.

O sessiz bir kişi.

Bob is een aardig persoon.

- Bob sevimli bir kişidir.
- Bob kibar bir kişidir.
- Bob nazik bir insandır.

Jij bent een gemeen persoon.

Sen kötü bir insansın.

Deze persoon woont hier niet.

Bu kişi burada yaşamıyor.

Tom is een geweldig persoon.

Tom inanılmaz biri.

Die persoon is niet betrouwbaar.

O kişi güvenilir değil.

Hij is een aardig persoon.

O hoş bir insan.

Hij is een actief persoon.

O aktif bir kişidir.

Luna is een betrouwbaar persoon.

Luna güvenilir bir kişi.

Hij is een belangrijk persoon.

O önemli bir kişidir.

Tom is een onbeleefd persoon.

Tom kaba bir kişidir.

Tom is een afhankelijk persoon.

Tom güvenilir bir kişidir.

Een persoon die lacht, is gelukkig.

Gülen bir kişi mutludur.

Hij is een goed geeïnformeerd persoon.

O, tahsilli insandır.

Ik wil een beter persoon zijn.

Daha iyi bir kişi olmak istiyorum.

Wie is de persoon met Tom?

Tom'la birlikte olan kişi kim?

Tom is een erg vreemd persoon.

Tom çok tuhaf bir kişidir.

Een persoon die opkomt voor reproductieve rechten,

en temel insan haklarını,

- De volgende persoon a.u.b.
- De volgende, alstublieft.

Sonraki kişi, lütfen.

Tom is nu net een ander persoon.

Tom şimdi farklı bir kişi gibi.

Een persoon genaamd Itoh wil jou ontmoeten.

Itoh adlı bir kişi sizinle görüşmek istiyor.

Hij is duidelijk niet zo'n soort persoon.

Açıkçası , o, o tür bir insan değil.

De persoon die hier niet hoort te zijn,

burada olmaması gereken kişiyi tanımlamayı amaçlayan

Wij denken dat Tom een eerlijk persoon is.

Tom'un dürüst bir kişi olduğunu düşünüyoruz.

Je bent de belangrijkste persoon in mijn leven.

Sen hayatımdaki en önemli kişisin.

Tom is de rijkste persoon die ik ken.

Tom tanıdığım en zengin kişi.

Tom is de langste persoon die ik ken.

Tom tanıdığım en uzun boylu kişi.

Ik ben niet de persoon die je denkt.

Ben sandığın kişi değilim.

Wie is de slimste persoon die je kent?

Tanıdığın en zeki insan kim?

Ik denk dat dat een competent persoon is.

Onların yetkili bir kişi olduğunu düşünüyorum.

- Iedere persoon is uniek.
- Ieder mens is uniek.

Her insan benzersizdir.

- Ik ben een vrouw.
- Ik ben een persoon.

- Ben bir kadınım.
- Ben bir insanım.
- Ben kadınım.

Of om de laatste tweet van een hooggeplaatst persoon.

son attığı tweetleri takip etmek çok kolay.

Mijn secretaresse is de liefste persoon op het kantoor.

Benim sekreterim tüm ofisteki en tatlı kişidir.

Hij is de enige persoon die het kan doen.

Onu yapabilecek tek kişidir.

Je moet besluiten wat voor persoon je wilt zijn.

Ne tür insan olmak istediğine karar vermen gerekiyor.

Maar 1 persoon kan wel 12-18 personen infecteren.

Sadece bir kişi 12 - 18 kişiye kadar enfekte edebilir.

We moeten voor iedere positie de juiste persoon kiezen.

Her pozisyon için doğru kişiyi bulmak zorundayız.

Hoe oud is de oudste persoon die je kent?

Tanıdığın en yaşlı kişi kaç yaşında?

Hou de hand vast van je persoon naast je.

Yanımızdaki kişinin elini tutalım.

Hij was dat soort persoon dat je kunt vertrouwen.

O, senin güvenebileceğin türde bir kişiydi.

- Tom was zo iemand.
- Tom was dat soort persoon.

Tom o tür bir insandı.

Het lijkt erop dat meneer Brooke een eerlijk persoon is.

Bay Brooke dürüst bir insan gibi görünüyor.

...maar elk gezond persoon haat het om dat te zeggen.

bunu söylemekten nefret etsem de.

Dit werkwoord wordt gewoonlijk alleen gebruikt in de derde persoon.

Bu fiil, normalde sadece üçüncü kişi için kullanılmaktadır.

De persoon met wie ik sprak was Duits, niet Amerikaans.

Muhatabım bir Amerikalı değil Almandı.

Tom is de enige persoon die ik ooit heb gehaat.

Tom şu ana kadar gerçekten nefret ettiğim tek kişi.

- Ik ben een eerlijk persoon.
- Ik ben een eerlijk mens.

- Ben dürüst bir insanım.
- Ben dürüst bir kişiyim.

Je bent de laatste persoon die ik verwachtte te ontmoeten.

Sen karşılaşmayı umduğum son kişisin.

Tom is de enige persoon die dit werk kan doen.

Tom bu işi yapabilen tek kişi.

Je behoort altijd in persoon je verontschuldigingen aan te bieden.

Her zaman bizzat özür dilemelisin.

- Wie is deze persoon?
- Wie is dat?
- Wie is het?

Bu kim?

Tom is de lelijkste persoon die ik ooit heb ontmoet.

Tom şimdiye kadar tanıştığım en çirkin insandır.

En waar mijn verhaal, gelezen of gehoord door een ander persoon,

ve hikâyemin başka biri tarafından okunduğu ve duyulduğu dünyalar,

We sluiten de persoon die we zijn min of meer af

Kim olduğumuz hissine dair yabancılaşır

Ik ben niet de persoon die ik tien jaar geleden was.

On yıl önce olduğum gibi değilim.

Je bent precies de persoon waar we naar op zoek waren.

Tom tam aradığımız kişi.

Tom is het type persoon dat een kat een kat noemt.

Tom, dobra dobra konuşan bir tiptir.

De persoon aan de linkerzijde verstoort het evenwicht in het beeld.

Soldaki kişi resmin dengesini bozuyor.

Jij bent de enige persoon die ik ken hier in Boston.

Boston'da burada tanıdığım tek kişisin.

Hij is de persoon aan wie ik mijn woordenboek heb gegeven.

O, sözlüğümü verdiğim kişidir.